28 Ekim 2012 Pazar

“Normal Zekâ Düzeyinde” (resmi yazışma; gözlem ve öneriler)


………………….İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLÜĞÜNE

Merkezimizde 17.01.2…. tarihinde test gözlem ve incelemesi yapılan okulunuz öğrencilerinden…………..’ın “Normal Zekâ Düzeyinde” olduğu tespit edilmiştir. Öğrencinin yanlış aile tutumları,  özgüven eksikliği ve hafızasını zayıf olması gibi yaşayabileceği düşünülen sorunlar nedeni ile öğrenmede yaşıtlarının gerisinde kaldığı düşünülmektedir. Öğrenciye verimli ders çalışma, özgüvenini kazanma, hedef koyma amaçlı rehberlikte bulunulmuştur. Aileye gerekli rehberlikte bulunulmuştur. Öğrencinin normal sınıfına devamı uygundur. Aşağıda ihtiyaç duyulabilecek gerekli eğitsel önerilerde bulunulmuştur.
         Gereğini bilgilerinize arz ve rica ederim











GÖZLEM VE ÖNERİLER
     Öğrencinin normal zihin düzeyinde olduğu ve okuma yazma olgunluğuna ulaştığı tespit edilmiştir. Eğitim performansındaki seviye düşüklüğü, kimlik gelişiminin gerçekleştiği okul öncesi dönemde baskıcı bir aile tutumuna maruz kalması, özgüven eksikliği yaşaması ve kısa dönemli hafızanın zayıf olması etki etmektedir. Uygun ortam ve motive sağlandığında başarılı bir öğrenci olabildiği gözlenmiştir. Özgüven eksikliği nedeni ile öğrencide kendini ifade etmede başarısızlık gözlenmiştir. Öğrencinin bu eksikleri önemli derecede giderildiğinde başarı sağlayabileceği düşünülmektedir.                                                                                                                

-Yeterli ve yetenekli olduğu alanlarda sorumluluk verilmesi ve/veya ödevler verilmesi , başarılı olduğu işlerin sonunda sınıf önünde onere edilmesi.
-Sınıf içinde basit sorumluluklar verilmesi
-Yapamadıkları değil yapabildiklerinden örnek verilerek güven duygusunun geliştirilmeye çalışması,
-Öğrencinin hafızasının zayıf olması nedeni ile görsel ağırlıklı eğitim faaliyetlerinin eve ödev olarak verilmesi. Sınıf içinde ödevlerini anlatmasının sağlanması. Bu nedenle bol bol okuma, anlatma, yorum içerikli ödevler verilebilir.
- Güven problemi nedeni ile kendini ifade etmede zorlanan öğrencinin kısık sesle konuşmasını engellemek için her sessiz konuştuğunda anlamazdan gelip tekrar ettirmek  ve sesli konuşmasını sağlamak öğrenciyi destekleyecektir.
-Ayrıca seviyesine uygun ödev desteği ile öğrencinin zihinsel faliyeti hızlandırılabilir.
-Örnek bir davranışının ya da başarısının sınıf içinde öğrenciye belirtilmesi,
-Sosyal faaliyetlere katılmasının teşvik edilmesi,
-Matematik, Türkçe vb. derslerde konun gidişatına göre derse katılması ve konuşması için desteklenmesi,


………………… İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLÜĞÜNE
             
        Merkezimizde 13.07.200. tarihinde incelemesi yapılan ….. protokol numaralı …………..’ın   “ Normal Zihin Düzeyinde” olduğu tespit edilmiştir. Soyut eğitimden çok somut eğitime daha yatkın olduğu gözlenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda öğrencinin okuma yazma düzeyine ulaşmış olduğu ancak  duygusal ve sosyal olgunluğunun yaş düzeyinin gerisinde olması eğitsel başarısını etkilediği düşünülmektedir. Bu durum öğrencinin kendisini yetersiz hissetmesine, güvensiz olmasına ayrıca hayal dünyasından çıkamamasına neden olduğu düşünülmektedir. Öğrenciye verilebilecek eğitsel ve sosyal destek eğitimle yaş seviyesini yakalaması beklenilmektedir. Normal sınıfına devamı uygun bulunmaktadır. Merkezimiz tarafından bir yıl sonra tekrar incelenmesi uygundur. Gözlem ve öneriler ekte sunulmuştur.
    
       Gereğini bilgilerinize arz ve rica ederim.











GÖZLEM VE ÖNERİLER

Öğrencinin   sosyal ve duygusal olgunluğunun yaş düzeyinin gerisinde olduğu gözlenmiştir. Okuma ve yazmada beklenen başarıyı sağlayamasa da yaş düzeyine yakın performans sergilemiştir. Öğrenmede birebir ilişkilerde uyum sağlayabildiği, ifade güçünün zayıf ve dolaylı yoldan kullandığı gözlenmiştir. Doğru cevabı bilmesine rağmen  dolaylı yoldan anlatıma giderek  yanlış sonuca ulaştığı belirlenmiştir. Özgüven duygusu zayıftır. Bu konuda;

-Yeterli ve yetenekli olduğu alanlarda sorumluluk verilmesi, başarılı olduğu işlerin sınıf önünde sonunda onere edilmesi..
- Kısa cevaplı sorular sorulması, cevaplarını uzatmasına izin verilmemesi
-Basit hikayeler okuması ve bunları yazarak, anlatarak özetlemesi istenmeli. Bu ödevde hikayenin en öz anlatımı istenmelidir. Başaramadığında tekrarlatılmalıdır. Uzun anlatımlarına müsaade edilmemesi.
-Sınıf içinde basit sorumluluklar verilmesi,
-Örnek bir davranışının ya da başarısının sınıf içinde öğrenciye belirtilmesi,
-Sosyal faaliyetlere katılmasının teşvik edilmesi,
-Hayat bilgisi, Türkçe vb. derslerde konun gidişatına göre derse katılması ve konuşması için desteklenmesi, net ve kısa cevaplar vermesi konusunda kontrol edilmesi ve uyarılması.
 
   Bu çalışmalar ile öğrencinin,  sınıf seviyesine yaklaşması sağlanabilir. 

……………………………İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLÜĞÜNE
             
        Merkezimizde 15.05.200. tarihinde incelemesi yapılan …… protokol numaralı ……………..‘ın “ Normal Zihin Düzeyinde” olduğu tespit edilmiştir. Öğrencinin zihinsel problemi olamamasına rağmen bilişsel seviyesi yaş düzeyinin gerisindedir. Bunun nedeni belirtilmiş olan dikkat eksikliği veya unutkanlık değildir. Bu durumun altında  öğrenilmiş davranış bozuklukları, uyumsuzluk, unuttum veya dikkatim dağıldı bahaneleri, çalışan anne-babanın ilgi eksikliğinden kaynaklanan açıkları kullanması, isteksizlik, v.b. nedenler yatmaktadır. Öğrencinin yaş düzeyi göz önüne alındığında bu tür durumlar normal karşılanmakla beraber olumlu disiplin yöntemleri kullanılarak olumlu değişiklikler yapılabilir. Durumla ilgili aileye gerekli rehberlikte ve önerilerde bulunulmuştur. Öğrenci ile ilgili öneriler aşağıda sunulmuştur.
        Gereğini bilgilerinize arz ve rica ederim.

                                                                                                                        

GÖZLEM VE ÖNERİLER

Öğrencinin hareketli ve uyum problemi olduğu gözlenmiştir. Sözel olarak kendini ifade etmekte başarısız olan öğrenci kendini farklı yönlerde ifade etmeye çalışmaktadır. Dikkatini istediği zaman yeterince toplayabilen sadece ders konusunda dikkatini toplamakta başarısız olan bir öğrencimizdir. Aynı zamanda öğrencide  öğrenilmiş yanlış davranış bozuklukları da  (kavgacı olma, isteksizlik, dikkat etmeme,yaramazlığa önem verme v.b.) bulunmaktadır.

Sınıfta göz temasının kurulabileceği bir yerde oturtulması

Ders sırasında küçük fiziksel temasların kurulması, sürekli gözlendiğini hissetmesi,

Yapamadıkları değil yapabildiklerinden örnek verilerek güven duygusunun geliştirilmeye çalışılması. Öğrencini birçok olumlu ve yetenekli yönleri bulunmaktadır. Ceza yerine bu yönler kullanılarak daha hızlı sonuca ulaşıla bilinir.

Sınıf içinde yeteneğine uygun  sorumluluklar  verilmesi,

Unutma veya dikkatsizlikle ilgili hatalarını hoşgörmek yerine sınıfa uygulanan standart tavırların kullanılması. Ayrıca bu nedenle yapmış olduğu hataların sorumluluğunu almasının  sağlanması.

Sınıf ve okul içinde uyulması gereken kurallar nedenleri ile beraber birebir olarak konuşulması.




Toplumsal kurallar, saldırganlık, arkadaş edinme ve sürdürme konularında etkinliklerin sınıfta işlenmesi ve özellikle öğrenciye etkinliklerde görev verilmesi etkili olabilir. Sınıfça uyulması gereken kurallar konusunda anlaşmalar yapılabilir.

Örnek bir davranışının ya da başarısının sınıf içinde öğrenciye belirtilmesi,

Eksik yaptığı ödev ve sorumlulukları ile ilgili mutlaka görüşülmelidir. “Bunun şurası çok iyi olmuş ama bu eksik kalmış farkında mısın, ya da bunu yapmayı unutmuşsun sanırım, bu sınıftaki görevindi sen bunu yapmadığında sınıftaki ders düzenimiz bozuluyor “gibi hem ona görevini hatırlatıcı hem de önemli olduğunu hissettirici iletişim kurulmalıdır.

Sosyal faaliyetlere katılmasının teşvik edilmesi,

Hayat bilgisi, Türkçe, Matematik,  vb. derslerde konun gidişatına göre derse katılması ve konuşması için desteklenmesi,(düzgün cümle kurma ve akıcı konuşma yaş seviyesinin gerisindedir.)

                  Öğrencinin sosyal ve duygusal  gelişimini desteklemekle beraber olumlu davranış değişiklikleri de sağlayacaktır.

                                …………………..İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLÜĞÜNE

            Merkezimizde 11.03.200. tarihinde incelemesi yapılan …… protokol numaralı…………..’ın “Normal Düzeyde Zihinsel Performans” göstermiştir. Öğrencinin kurallara uymada sorun yaşadığı gözlenmiştir. Aileye çocuklarına davranışları ve eğitimi konusunda rehberlikte bulunulmuştur. Öğrenci ile sorun çözme becerisini geliştirme ile ilgili görüşme yapılmıştır. Eğitsel önerilerimiz doğrultusunda sınıfında devamı uygundur.
         Gereğini bilgilerinize arz ve rica ederim.

EĞİTSEL ÖNERİLER

•   Öğrencinin sözel ifadesi, kavramsal ve akademik becerileri yaş seviyesine uygundur. Sosyal gelişimi ise grup içinde uyumunu etkilemektedir. Bunun ailenin evdeki davranışları, sorumluluk duygusunun tam gelişmemiş olması ile ilgisi olabileceği düşünülmektedir.
•   Öğrenci evde kazandığı ilgi ve hâkimiyeti okulda da sağlamak istemektedir. Okulda birçok öğrenci olması ve ilginin tamamen onda olmaması nedeni ile ilgi çekme yollarına başvurmaktadır. İlgi çekmek için sergilediği davranışların görmezden gelinmesi ve olumlu davranışlarının pekiştirilmesi olumlu davranış kazanmasında yardımcı olacaktır.
•   Ders sırasında öğrenci ile göz göze gelinmesi ve fiziksel temasta bulunulması sakinleşmesini ve derse olan ilgisinin artmasını sağlar. Öğretmenin olumlu davranışlarıyla ve sınıf içindeki durumu ile zaten onun varlığından haberdar olduğunu kavraması ilgi çekmek için gösterdiği davranışları azaltacaktır.
•   Uyumlu çalışabileceği bir sınıf arkadaşı ile birlikte sınıfın basit bir sorumluluğunu alması (kütüphaneyi düzenlemek, sınıfta çiçek varsa sulamak ya da yetiştirmek vb.) birlikte çalışma ve sorumluluk duygusunu geliştirecektir.
•   Empati duygusunu geliştirmeye yönelik çalışmalar faydalı olacaktır. Örneğin arkadaşına vurduğunda onun canı yandı ve ağladı. Senin hiç böyle canın yandı mı ne hissettin o zaman bak oda böyle hissetti vb. başkalarının duygularını anlamasına yönelik çalışmalar yapılması faydalı olacaktır. Sınıf içinde bu konulu hikâyeler okunup tüm sınıf tartışılması da farkındalığını artıracaktır. Kurallarla ve konuşarak, tartışarak çözüm bula konusunda yeteneği gelişecektir.
•   Randevularına öğrenci ve anne birlikte gelmişlerdir. Öğrenci gözlem formunda belirtmiş olduğunuz noktalarda anneye rehberlikte bulunulmuştur. Anne öğrenciye sözünü dinletme ve kural koyma konusunda güçlük yaşamaktadır. Anne kendini güçsüz hissetmektedir. Evde kuralları belirlememesi ve uymadığında kesin davranması gerektiği belirtilmiştir. 
•   Anne evde yaşadığı tüm sorunları çocuğa yansıtmaktadır. Bu yaş dönemindeki bir çocuk için onu ezecek bir yüktür. Konuşma ihtiyacı duymaktadır fakat Ahmet annenin dert ortağı olabilecek ya da onu anlayabilecek yaş ve gelişim düzeyine sahip değildir. Anneye psikiyatriste gitmesi önerilmiştir. 
•   Öğrencinin aile içindeki memnuniyetsizliği artmıştır. Bu okulda sizinde belirttiğiniz gibi arkadaşlarını kıskanma ya da sahip olmadıklarını isteme gibi kendini dışa vurmaktadır. Bu konuda öğrenci ile görüşülmüştür. Ancak devam eden görüşmelerin yapılması gerektiği için okul rehber öğretmeni ile görüşmesi sağlıklı olacaktır.
•   Spor faaliyetlerine yönlendirilmesi öğrenci için faydalı olacaktır. Hem başarı tatmini yaşamaya hm rahatlamaya ihtiyacı vardır. Bu konuda okul olanakları dâhilinde takım çalışmalarına alınabilir. Ailenin ekonomik durumu yeteriz olduğu için belediyenin veya ücretsiz başka kurumların faaliyetlerine yönlendirilebilir. Sınıf içinde bir takım kurularak okul beden eğitimi öğretmeni ile birlikte çalışması sağlanabilir. 

………. İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLÜĞÜNE
             


        Merkezimizde 19.03.200. tarihinde incelemesi yapılan ………..protokol numaralı ………….’in Normal Zihin Düzeyinde olduğu tespit edilmiştir. Öğrencinin içine kapanık, çekingen olduğu gözlenmiştir. Anne baba ayrılığı ile okula başlama döneminin üst üste gelmesinin performansını tam olarak ortaya koymasını zorlaştırmaktadır. Yengeden alınan bilgilere göre anne baba ayrılığı ile çocuğu duygusal açıdan yıpratmakla beraber yaşantısında da annesinin olmaması önemli değişikliklere neden olmuştur. Hayatındaki bu olumsuz değişikliğin okul başarısı düşüklüğü üzerinde etkisi olması muhtemeldir. Öğrencinin duygusal açıdan desteğe ihtiyacı olduğu düşünülmektedir. Bu konuda okul rehber öğretmeninin ve sınıf öğretmeninin öğrenci ile ilgili ortak yapabileceği çalışmalar ve okul rehber öğretmeninin psikolojik danışma görüşmelerinde bulunması yardımcı olacaktır.  Yine de herhangi bir zihinsel sorun olup olmadığını ayrıntılı bir şekilde öğrenebilmek için psikometri ölçümü yapılması istenmiş ve öğrencinin ……….. Üniversitesi Tıp Fakültesine yönlendirilmesi yapılmıştır. Alınan hastane sonucundan sonra tarafınız tekrar bilgilendirilecektir.
         Gereğini bilgilerinize arz ve rica ederim.

…………………………İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLÜĞÜNE
             
        Merkezimizde 21.10.200. tarihinde incelemesi yapılan …………… protokol numaralı yapılan ………………….eğitsel inceleme ve test sonucunda “Normal Zihin Düzeyinde” bulunmuştur. Eğitsel öneriler doğrultusunda sınıfında eğitimine devam etmesi uygundur.

         Gereğini bilgilerinize arz ederim.


EĞİTSEL    ÖNERİLER

•   Öğrencinin eğitsel performansı sınıf seviyesine uygun değildir. Okuma – yazma öğrenememişti. Matematik işlem becerisi sınıf seviyesinin altındadır. Bu nedenle Türkçe ve matematik derslerine 1. sınıflarla katılması öğrenci için faydalı olacaktır.
•   Öğrencinin annesi okuma-yazma bilmemektedir. Bu nedenle evde desteklenmesi problem olmaktadır. Anneye çocuğun sınıf seviyesine yaklaşmasının sağlanması için derslerini destekleyecek bir takviye aldırması önerilmiştir. Ayrıca okuma- yazma kurslarına katılması için halk eğitim merkezine gitmesi önerilmiştir.
•   Sorumluluk duygusunun zayıf olması nedeni ile öğrenciye sınıf içinde basit sorumluklar verilmesi faydalı olacaktır. Sınıf içinde arkadaşları ile birlikte çiçek yetiştirme, sınıf kütüphanesini düzenleme vb. düzenliliği olan görevler olmalıdır.
•   Okuduğunu anlamasını sağlamak için 3-4 satırlık basit metinler verilerek kim?,nerede?, ne yapıyor? Sorularını cevaplamaması istenebilir.
•   Rakam tekrar etme, cümle tekrar etme gibi çalışmalarla hafızasın güçlendirici çalışmalar yapılabilir.
•   Yapılan çalışmaların öğrencinin unutmaması için tekrar ettirilmesi gerekmektedir.

……………… İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLÜĞÜNE
             
        Merkezimizde 07.12.200. tarihinde incelemesi yapılan …………….protokol numaralı …………………’un “ Normal Zihin Düzeyinde” olduğu tespit edilmiştir. Aileden alınan bilgiye göre öğrencinin kemik gelişimi yaş seviyesinin altındadır. Gelişiminin sağlıklı ilerlemesi için tedaviye devam etmeleri önerilmiştir. Eğitsel açıdan aileye rehberlikte bulunulmuştur. Ekte gönderilen eğitsel öneriler doğrultusunda öğrencinin sınıfında eğitimine devamı uygundur.
         Gereğini bilgilerinize arz ve rica ederim.


EĞİTSEL ÖNERİLER



•   Yapılan eğitsel test ve incelemelerimiz sonucunda öğrencinin normal zihin düzeyine sahip olduğu belirlenmiştir. 
•   Öğrencinin kemik yaşının gelişiminin gerisinde olması çabuk yorulmasına ve bu nedenle zorlanmasına neden olabilir. Zihinsel olarak normal olduğu halde öğrenci sınıftaki yaşıtlarına göre daha çabuk yorulur ve performansı düşebilir. Ya da zihinsel performansını fiziksel engellenme dolayısı ile tam olarak gösteremeyebilir. 
•   Kemik gelişimi ya da gelişim yavaşlığı tamamen tıbbi bir durumdur. Buradaki ilerlemesi doktor kontrolünde ve yönlendirmesinde olabilir. Bizim uzman alanımız dahilinde değildir. Aileye mutlaka düzenli kontrole gitmeleri ve tıbbi önerileri ciddiye almaları konusunda önerilerde bulunulmuştur. Bu kontrollerin tarafınızdan da takibi öğrenci için olumlu olacaktır.
•   Öğrenci özellikle yazarken çabuk yorulmaktadır. Yorulması sıkılmasına ve çalışma isteğinin azalmasına neden olabilir. Çalışma istek ve motivasyonunu güçlü tutmak için başarabileceği ödevlenlendirme ve çalışmalara dahil etmek faydalı olacaktır. Daha az yazı daha çok okumanın olduğu ödevler öğrencinin başarısını artıracaktır.
•   Yazma ve çalışma hızının yaşıtları işle aynı olgunlukta olması beklenmemelidir. Onlara göre daha çabuk yorulacaktır. Bu da başarısızlık hissi yaşamasına ve güveninin zedelenmesine neden olabilir. 
•   Sınıf içinde seviyesine uygun çalışmalara dahil edilmesi, yazı yazarken biraz daha uzun zaman tanınması, başarılarının ödüllendirilmesi çalışma azmini artırır. 
•   Kemik gelişimi yavaşlığı en çok yazma faaliyetini etkileyecektir. Öğrenci bu eksikliğine rağmen normal zihin düzeyinde ve öğrenmeye açık bir öğrencidir. Mutlaka yazarak öğrenmesi gereken bilgiler küçük parçalara ayrılarak verilebilir. 
•    Sınıfın 3 kere yazması gereken bir metin öğrenci için ağır bir ödev olabilir. Fakat bol bol okuma yapmasının bir zararı yoktur. Oradaki açığını kapatmak için şöyle bir yol izlenebilir. 3 kere yerine bir kere yazar fakat öğrendiği hece, ses, kelime ya da tümceler büyük kartonlara yazılarak sürekli okuması sağlanmalıdır.. 1. sınıf öğrencileri için yazarak öğrenmek önemlidir.  Buradaki eksikliği daha fazla görsel materyalle ve okumayla destekleyerek kapatılabilir. Bu konuda aileden yardım istenmelidir. Sınıf için hazırlanan çalışma kâğıtları büyütülerek fotokopi çektirilebilir öğrencinin duvarına asılarak sürekli okuması sağlanmalıdır.
•   Sınıf içinde tüm etkinliklere katılımı sağlanmalıdır. Sosyal faaliyetlere dahil edilmesi öğrencinin gelişimi açısından faydalı olacaktır. Zorlandığı bedensel faaliyetlerde önce kendisinin yapması için zaman tanınmalı, yardıma ihtiyacı olduğu düşünüldüğünde bu konudaki fikri alınarak yardım edilmelidir.
•   Öğrenmesi için daha çok zamana, parçalara bölünmüş ödevlere ve yazamadığı geri kaldığı konular için zenginleştirilmiş görsel materyale ve sınıf ortalamasından daha fazla okumaya ihtiyacı vardır. Bu konularda desteklendiğinde öğrenme hızı yükselecektir.

"Hafif Düzeyde Zihinsel Öğrenme Yetersizliği"(resmi yazışma; gözlem ve öneriler)


…………………..İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLÜĞÜNE
           


        Merkezimizde  12.01.200. tarihinde incelemesi yapılan  …..  protokol numaralı ……….nin Hafif Düzeyde Zihinsel Öğrenme Yetersizliği olduğu tespit edilmiştir. Yapılan gözlem ve inceleme sonucunda öğrencinin sosyal yönden; çevre ile uygun iletişim kuramadığı, akranları ile iletişim kurabilme becerisinin zayıf olduğu, aşırı güvensiz olduğu gözlenmiştir. Duygusal yönden; kendini ifade edemediği, öğrenmedeki yetersizliğini bilmesi okulda bulunmaktan rahatsız olmasına ve sıkılmasına sebep olmuştur . Kişisel ve toplumsal becerisinin zayıf olması öğrencinin bir çok alanda kendisini göstermesini engellemektedir. Ayrıca bu durumun okul ilişkilerini ve öğrenme potansiyelini önemli derecede etkilediği gözlenmiştir……….’in kendine yönelik olumsuz benlik algısının olumluya dönüşmesi için desteğe ve zamana ihtiyacı vardır. Okul içi ve okul dışı yaşantısında başarabileceği, kendini işe yarar görebileceği sorumlulukların ve uğraşların verilmesi kendine olan güveninin artmasında faydalı olacaktır. Ayrıca akademik açıdan kendi düzeyinde dersler ve ödevler  verilmesi, başardığını görmesi okula ısınmasını sağlayacaktır. Öğrencinin bir yıl sonra tarafımızca tekrar incelenmesi gerekmektedir.
   Bu veriler ışığında öğrencinin tarafımızca  sınıfına devamı uygun görülmüştür.

            Gereğini bilgilerinize arz ve rica ederim.


   ……………………İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLÜĞÜNE


        Merkezimizde 18.10.200. tarihinde incelemesi yapılan …………. protokol numaralı …………..’ın yapılan test ve inceleme sonuçlarına göre “hafif düzeyde zihinsel yetersizliği” olduğu tespit edilmiştir. Öğrencinin 21.03.200. tarihinde konuşma problemi nedeni ile sözel beceri gerektirmeyen bir incelemeye alınmış ve daha yüksek performans göstermiştir. Test sonucunun daha iyi olabileceği düşünülmektedir. Dikkat dağınıklığı ve konuşma bozukluğu testi etkilemiştir. Öğrenci .......... Üniversitesi Tıp Fakültesinde de incelenmektedir. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivete Bozukluğu nedeni ile ilaç tedavisine başlanmıştır. Tedavinin öğrencinin okul uyumda olumlu etkili olabilir. Okula da yeni başlamış olması nedeni ile öğrenciye bir süre zaman verilmesi faydalı olacaktır. Diğer öğrencilerle aynı oranda algılaması ve sınıf kurallarına uyması beklenmemelidir. Öğrenci 1.sınıfta olduğu için sınıfında eğitimine devam etmesi 1. sınıf amaçlarını yerine getirememesi durumunda sınıf tekrarı yapması uygundur.  Birden fazla alanda engeli bulunması nedeni ile öğrencinin özel eğitim sınıfı ya da okuluna yönlendirilmesi konusunda aileye rehberlikte bulunulmuştur. Fakat aile öğrencinin sınıfında eğitimine devam etmesini talep etmiştir. Önümüzde yıl öğrenci tekrar incelenecek (kaynaştırma eğitimi ya da özel eğitim sınıfına yönlendirilmesi konusunda karar verilecektir).  Öğrenci ile ilgili gözlem ve önerilerimiz ve dikkat eksikliği ile ilgili bilgiler ekte sunulmuştur.


         Gereğini bilgilerinize arz ve rica ederim.



EĞİTSEL ÖNERİLER


Öğrencinin zihinsel gelişiminde ve konuşmasında yetersizlikleri mevcuttur. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite problemi de eklenince birkaç alanda birden sorun yaşamaktadır. Zihin ölçümü sonuçlarına göre öğrencinin sınıfında eğitimine devamı uygundur. 1. sınıfa devam eden öğrencilerin kaynaştırma eğitimine alınması erken bir karar olacağı için üst yazıda da belirttiğimiz gibi 1. sınıf amaçlarını yerine getirememesi durumunda sınıf tekrarı yapması uygun olacaktır. Seneye öğrenci tekrar incelenecek ve yönlendirme kararı verilecektir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ


Nüfusun %3 ile %5’ ini etkileyen DEHB çocukluk dönemi davranış bozukluklarının en yaygın olanlarından biridir. DEHB sınıfta yerinde oturmama, bağırma, sınıfı terk etme, etkinlikleri bozma gibi davranışları olabilir.
Dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik, öğrenme güçlüğü gibi nedenlerden dolayı okul yaşamında zorlanan çocukların eğitim ve öğretiminde sergiledikleri sorunların önlenmesi ve çözümü için özel eğitim ve öğretim yöntemlerinin kullanılması zorunludur. Bu öğrencilerin özellikle disiplinli ve düzenli sınıflarda eğitim ve öğretim görme ihtiyaçları vardır. Sınıf ortamında kendilerini güvenlikte hissetmeleri, kendilerinden akademik bakımdan neler beklendiğini iyice anlamaları ve nasıl davranacaklarının öğretmenler tarafından öğretilmesi gerekir. Aşağıda sıralanan yöntemler bu öğrencilerin sınıfta sergileyecekleri olumsuz davranışları önlemede yardımcı olacaktır.

•   Çocuğun davranışlarına karşı eğitimcilerin kabul çizgisinin yüksek olmasında yarar görülmektedir fakat bu durum çocuğun otoritesine dayalı bir ortamı oluşturmamalıdır.
•   Ders sırasında saçını okşamak, omzuna dokunmak tüm öğrencilerin kendilik değerini arttırdığı gibi konuya ilgilerini de arttırmaktadır. Bu çocuklar görsel ve dokunsal uyaranlardan etkilenirler. Dikkatlerini çekmek istediğinizde fiziksel olarak yakın olmak ve uygun olan zamanlarda ona dokunmak etkili olabilir. Ayrıca bu çocuğu sınıf ortamında ön sıralara oturtmak dikkatinin dağılmasını engeller ve daha kolay kontrol edilmesini sağlar.
•   Sürekli göz göze gelmeye çalışın. DEHB’li olan bir öğrenciyle göz göze gelerek onu daldığı alemden geri getirebilirsiniz.
•   Kıyaslama, duygusal istismar, bağırmak, hakaretlerde bulunmak, fiziksel istismar, fiziksel güç kullanmaktan uzak durmak gerekmektedir. Bu durum çocukla kurulan ilişkide güven ortamını olumsuz yönde etkilemektedir.
•   Başarılı olduğu her işi mutlaka pekiştirin, bu durumu övgülerle belirtebilirsiniz.
•   Okul- aile arasında beklenilen düzeyde işbirliği oluşturulmalıdır. Koordinasyon düzeyine göre eğitim sürecinin etkisi farklılık gösterecektir. Beklenilen düzeydeki işbirliği çocuğun davranışlarında farklılaşmanın ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.
•   
İletişimin  açık ve net olmasını sağlayın. İletişim açık ve net olmadığında çocuğun kafası karışabilir. Yönergeleri adım adım  olarak verin.       
•    İşlerin nasıl yapılması gerektiğini tekrarlayın, yazın, söyleyin tekrar tekrarlayın. DEHB’li olan kişiler direktifleri bir kereden fazla duyma ihtiyacındadırlar. DEHB’ li olan çocukların en büyük sorunu hatırlayamamaktır. Hatırlamalarına yardımcı olabilmek için onlara küçük hileler öğretin. Öğrenme zorluğu yaşayan çocukların canlı hafıza yada başka bir değişle hafıza sofrasında mevcut yer konusunda sorunlar yaşadığı belirtilmektedir. Aklınıza gelebilecek her türlü hile, ipuçları, kafiyeler, kodlar vb. hafızanın geliştirilmesine yardımcı olacaktır .
•   Çocuğu etiketleyici isimler kullanmak yerine sınıfta okul arkadaşları tarafından kabulünü sağlamak amacıyla çocuğun yaşadığı durumu anlatan hikaye ve öykülerden yararlanılmalıdır.
•   Sınıf içerisinde çocuğun hareketleneceği hissedildiği anda çocuğa bir takım sorumluluklar verilerek çocuğun hareket etmesine olanak sağlanarak çocuğun sınıf içinde daha iyi kontrol edilebilmesi sağlanabilir. 
•   Öğrenmenin duyuşsal boyutunu ihmal etmeyin. Duyuşsal eğitim, davranışların kalıcı kılınması açısından oldukça önemlidir. Bir öğrenci duyuşsal giriş davranışları açısından eksikse, öğrenme açısından bir sorun ortaya çıkacak demektir. Bu çerçevede öğrencilerin katılım, ait olma ve eğlence ihtiyaçlarının öğretimsel etkinlikler esnasında karşılanması gerekir.
•   Sınırlar koymaktan çekinmeyin. Sınırlar çocuklara ceza vermek için değil çevrelerine güven duymalarını sağladığı için konur. Sınır koymayı sık sık sizden beklediği gibi vaktinde ve yalın bir şekilde yapmaya çalışmalısınız.
•   Büyük ödevleri küçük parçalara ayırın. DEHB’ li öğrenciler için bu çok önemlidir. Ağır ödevler çocuğu ezebilir ve çocuk, “Bunu asla yapamayacağım” şeklinde duygusal bir tepkiyle geri çekilir. Ağır ödevleri, her bir bölümü yapabilecek nitelikte görünen küçük parçalara ayırarak çocuğun başarısızlık duygusu azaltılabilir
•   Çocuğun okulda spora yönelmesi sağlanmalıdır. Bu konuda beden eğitimi öğretmeni ile işbirliği yapıp çocuğun yakın olduğu bir spor alanını belirlemek, bu sporu yapması için imkan tanımak faydalı olur.
•   Bu çocuklar sık sık başarısızlık duygusu yaşarlar. Bunun için mümkün olduğunca başarılı olduğu durumlar araştırılıp kendilerini başarılı hissedebilecekleri yaşantılara sokulmalıdır
•   Sık sık tahtaya kaldırın ve silmeniz gereken yazıları sildirin, sınıfta dağıtılması gereken materyalleri ona dağıttırın.


GÖZLEM VE ÖNERİLER

     Yapılan eğitsel değerlendirme sonucunda öğrencinin eğitim performansının, sosyal ve duygusal gelişiminin ilerleme kaydettiği görülmüştür. Tarafınızdan da belirtildiği gibi öğrenci kurallara uyma da sorun yaşamamaktadır. Gayretli ve uyumlu bir öğrencidir. Zihinsel kapasitesi göz önüne alındığında öğrencinin gösterdiği eğitim performansının oldukça iyi olduğu gözlenmiştir. Bu konuda sınıf öğretmenin gösterdiği gayret oldukça önemlidir. Sosyal ve duygusal açıdan sınıf ortamında kabul gören bir öğrenci olmasının öğrencinin gelişimini olumlu olarak etkilediği düşünülmektedir. Gözlemlerimiz, aile ile yaptığımız görüşme ve gözlem raporu sonuçları ...........’in amaçlarına uygun bir kaynaştırma eğitimi aldığı yönündedir. Bu konuda Sınıf Öğretmeni ...........’i tebrik ederiz. Kaynaştırma öğrencilerinin hem eğitim performansının gelişimi hem de sosyal- duygusal açıdan kendini geliştirmesi ve kabul görmesi önemli bir başarıdır. Öğrencinin eğitimine aynı amaçlarla devamı uygundur. 
       
      Öğrencinin akademik alanda yaşadığı bazı zorluklar vardır. Bu alandaki eksiklerinin tamamlanması için ve ilköğretim ikinci kademeye sosyal uyumunu gerçekleştirmesi için bireysel ve grup özel destek eğitimi uygun bulunmuştur. Annenin endişeli ve tedirgin olması nedeni ile rehberlikte bulunulmuştur. Öğrenci seviyesine uygun olarak gayret içindedir. Annenin beklenti düzeyinin öğrencinin seviyesinin üstüne çıkmaması önemlidir. Aşırı beklenti .............’in özgüvenini zedeleyebilir. Bu konuda anne ile görüşülmüştür. Sizinde sürekli bu noktaya vurgu yapmanız faydalı olacaktır. 

        Bunların dışında öğrenci zaten sosyal faaliyetlere katılmaktadır. Devamı mutlaka sağlanmalıdır. İkinci kademeye alıştırmak için 6,7,8. sınıflara ziyaretler yapılabilir. Öğrenci aynı ilgi ve desteği bulamadığında ikinci kademede bocalama riski vardır. bu konuda öğretmenler ile tanışma, neden artık farklı öğretmenler ile eğitimine devam edeceği konusunda birebir görüşmeler yapılabilir. Yine de sağlam bir temeli olduğu için bir süre bocalasa da fazla bir zorluk yaşamayacak ve üstesinden gelebilecektir. 


       Önerilerimiz başarılı ve örnek bir kaynaştırma eğitini verdiğiniz için aynı yöntemle devam etmeniz yönündedir. Detaylı bilgi almak isterseniz kurumumuza başvurabilirsiniz. Teşekkür ederiz…

…… İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLÜĞÜNE
             
        Merkezimizde 02.03.200. tarihinde incelemesi yapılan ………protokol numaralı ……………….. “ Sınır Düzeyde Zihinsel Performans” göstermiştir. Eğitsel öneriler doğrultusunda sınıfında eğitimine devam etmesi uygundur.

         Gereğini bilgilerinize arz ederim.








EĞİTSEL ÖNERİLER

•   Öğrencinin kelime bilgisinin düşük olduğu gözlenmiştir. Kelime bilgisini artırmaya yönelik çalışmaların yapılması öğrenci için faydalı olacaktır. Seviyesinin altında ve ilgisini çekecek konuları olan kitapları okuması için teşvik edilmelidir. Ödül ve puan toplaması gibi yöntemlerle okuması teşvik edilmelidir. Yaş seviyesine uygun kitapları okumada zorlanacağı için daha basit ve teşvik edici kitaplar kullanılmalıdır.
•   Sözcük oyunlarını içeren çalışmaların yapılması yapılabilir. Gruplar verilerek sözcük toplaması (dünya, hayvanlar, yiyecekler, okul, aile, arkadaş), verilen kelimelerin anlamını bulması, kompozisyon yazmaya teşvik edilmesi, eksik harflerden kelime türetmesi vb. 
•   Kelime bilgisi ve sözel algısını güçlendirmek için resimlerden olay anlatması, karışık olarak verilen resimleri anlamlı bir olay sırasına dizmesi çalışmaları yaptırılabilir. Anlatım gücünü ve sözel algısını geliştirecektir.
•   Akranlarından örnek almasını sağlamak için model olabilecek bir arkadaşıyla birlikte oturması, birbirleri ile kitap paylaşımı yapmaları ve kitaplarını anlatmaları sağlanabilir.
•   Sınıf içinde uygun zamanlarda kitap okuma günleri yapılıp sınıf tarafından belirlenen bir kitabın bölümlerinin her gün 10 dakika ve sırayla okunması ve tartışılması öğrenciyi teşvik edecektir.
•   Kelime tekrar etmesi, cümle tekrar etmesi şeklinde çalışmalar sözel hafızasını güçlendirmede yardımcı olacaktır. Aile yede benzer çalışmalar ödev olarak verilmiştir.
•    Öğrenci ve birlikte çalışabileceği birkaç arkadaşına sınıf panosu hazırlamaları buraya o hafta belirlenen gündemle ilgili panoya yazılar getirmeleri sağlanabilir. Bu yazıları sınıfla paylaşmaları ve bu konuda tartışmaları okuma,-yazma ve ifade gücünü artıracaktır. Bu öğrenciler sınıf panosu ya da gazetesi için günlük gazetelerden yazılar –resimler toplayıp kendileri bu konu ile düşüncelerini yazabilirler. Çalışma onların çalışması olmalı ve öğretmen fazla yönlendirmede bulunmamalıdır.  Sınıf içinde çalışmalarının onaylanması öğrencinin motivasyonunu artıracaktır. 
•   Öğrenme sürecinde sürekli tekrara ihtiyaç duyduğu unutulmamalıdır. Düzenli tekrarlar ve evde yapılan planlı bir çalışma ile akademik seviyesi artacaktır. Bu konuda aile ve öğrenciye rehberlikte bulunulmuştur. 




HELİN AVŞAR " EŞCİNSEL TEDAVİ ve EŞCİNSELLİK " RÖPORTAJI



Helin  Avşar: İlk önce bir isim soyad alalım tekrardan sizden
Hüseyin Kaçın:  Psikolog Hüseyin Kaçın.
Helin  Avşar: İlk önce ne iş yaptığınızı öğrenelim tam olarak
Hüseyin Kaçın: Yıllar öncesinde çocuk psikoloğu olarak çalışmaya başladık 2000li yıllarda sonra çocuklardaki problemlerin aslında anne babanın probleminden... çocukluk problemlerinin kökeninin annenin psikolojisine ya da babanın psikolojisinden  kaynakladığını görünce evlilik terapisine ya da aile terapisine girdik bir deneyim kazanmış olduk. Sonra normal depresyon panik atak için terapiye gelen bazı  erkek vakalarda taciz tecavüz durumları söz konusu
Helin  Avşar: ondan sonra
Hüseyin Kaçın: Ortaya çıktı 2000li yıllarda. 2007 de de 29 yaşında evli 5 yaşında çocuğu olan biri bize mail attı. eşcinsel olduğunu 15 yıldır bu eğilimini yenemediğini ve yardımcı olabilir misiniz diye mail attı. Biz de deneyelim demiş olduk. Oradan olumlu sonuç alınca haftada düzenli terapilerle 3 ay sonra olumlu bir sonuç ortaya çıktı ve biz bu konuya önem vermeye başladık
Helin  Avşar: Önem vermeye başladınız. Peki, ben ilk önce şunu sormak istiyorum size. Herkesin sorduğu bir soru bu, eşcinsellik doğuştan mı yoksa sonradan da olunabiliyor mu?
Hüseyin Kaçın: Biz eşcinseliiğin doğuştan değil, psikolojik olduğunu savunuyoruz. Bu konuda anne baba hataları olabilir. Çok ilgisiz bir baba olabilir aşırı koruyucu bi anne olabilir ya da doğru bir oranda zaten eşcinsellerin %10 %20 civarlarında taciz tecavüz 5 yaşında 10 yaşında17 yaşında bile tecavüze uğramış  kişiler var. Bir çocuk tacize ya da tecavüze uğradığında travma yaşamış oluyor. Genelde büyükler içe kapanık utangaç çocukları seçiyorlar. İçe kapanık utangaç çocuklar  da büyük bir korku yaşıyor ve tacizci ya da tecavüzcü, bu çocuğa bunu  tekrar yapacağız diyor, eğer dinlemezsen beni seni annene babana söylerim diyor diye bu çocuğu tehdit ediyor. Bu çocuk da korktuğu için ikincisi de üçüncüsü de arkası da  geliyor. Ondan sonra zaten bu çocuk 5 6 7 8 10 lu yaşlardaysa bir oyun gibi algılıyor çocuk bunu  ergenlik dönemi söz konusu olmadığı için. Ondan sonra bir oyun oynamak gibi bir şey değişik bi şey ama ergenlik döneminde  normalde biyolojik gelişimi ortaya çıktığında bu taciz tecavüz mağduru çocuklar  kızlara ilgi duymadıklarını görüyorlar ve kendilerini olayları yaşadıktan sonra da dikkat dağınıklığı korkular kendine güvensizlik yoğun olarak yaşadıkları için kendilerini güçsüz hissediyorlar öz güveni eksik kalıyor  ve ilk önce güçlü gördüğü erkek sınıfta sınıftaki erkek arkadaşına veya bir erkek öğretmenine hayranlık duymaya başlıyor. Sonra da duygusal yatırım yapıyor daha sonra da onun ilgisini keşke  hep benimle ilgilense saçımı okşasa onunla hep beraber olsak  onunla hep gezsek gibi hep ilgisini çekmek istiyor. Çekemediğinde ya da çektiğinde belli bir noktadan sonra da diyelim ki 8.sınıfta lise 1 de bu duygular doğala akışında o tramvanın da etkisiyle erotikleşmeye başlıyor.
Helin Avşar: Hıı hıı...
Hüseyin Kaçın: Çünkü kızlara hiç gitmiyor ben eşcinsel miyim değil miyim çatışması yaşanıyor. Bu lise hayatı boyunca bu çatışma yoğun olarak yaşanabilir. 20-25 li yaşlarda da ben eşcinselim etrafta da bu doğuştandır işte dünya sağlık örgütü listeden çıkarıldı bilmem ne. Eşcinsel derneklerinde bunun işet doğuştan olduğuna yönelik etkilerin de sanal alemde araştırmalar yapılıyor...
Helin  Avşar: Siz doğuştan kesinlikle değildir diyorsunuz değil mi?
Hüseyin Kaçın: Sadece şöyle çift cinsiyet  organı var onun dışında fizyolojik bir  alt yapısı yoksa ...
Helin  Avşar: Öyle de öyle de hastalarınız var mı? Gelip terapi olanlar var mı öyle çift cinsiyetli
Hüseyin Kaçın: öyle bi şey
Helin Avşar: sadece..
Hüseyin Kaçın: Bize gelenler  psikolojik olarak bu duyumundan rahatsız olan iyileşme arayışına giriyor
Helin  Avşar: Şunu söyleyebilir miyim, bunu söylemeleri ve size gelmeleri çok yardımcı oluyor. Çünkü çoğu bazıları saklıyorlar yani ya da utanıyorlar. Atıyorum bunun böyle bir şey olmadığını ...
Hüseyin Kaçın: işte mesela bize ilk telefon açmak için bile iki ay açayım mı açmayayım mı diye iki ay kendi içinde çatışıp utanıp sıkılarak da korkarak da arıyor soran gelme süresi diyelim....
Helin Avşar:Uzuyor
Hüseyin Kaçın: Uzuyor  veya geldiğinde gerçek ismini söylemiyor. İşte başka bir isim söylüyor (hafif güldü) veya... neydi? İlk geldiğinde  işte diyelim ki
Helin Avşar: Çekiniyor
Hüseyin Kaçın: göz teması kurmuyor utanıyor ama sonra güven ortamı oluşursa zaten süreçte... yani ilk terapi denenmiş oluyor. Çıkışta ailesiyle ya da kendisi karar veriyor eğer burada terapi odasında bir iyileşme umudu onda oluşmuşsa zaten ikinci terapi 3. Terapi arkasından geliyor.
Helin Avşar: peki, sizi anneler babalarla da iletişime geçiyorsunuz değil mi?
Hüseyin Kaçın:şöyle bir sınıflandırmamız var bize terapiye gelenler bir 30 yaş ve üstü evli bekar kitleler onlar diyelim ki en erken 3 ay ya da 6 ay içerisinde bir sonuç alınabiliyor çünkü yaş itibariyle her şey denenmiş olması bakımından bir de 20-25 yaş arası muhafazakar yönü olup üniversite öğrencisi muhafazakar yönü var ama bu tür eğilimleri de var. Öyle bir kitle...
Helin Avşar:onu soracaktım daha çok muhafazakar kesimden mi...
Hüseyin Kaçın: daha çok diye bi şey yok

Hüseyin Kaçın: 20-25 yaşında olup muhafazakar yönü olan genelde terapiye geliyor.  Muhafazakar yönü olmayan nadirdir. Bir de 20 yaş altı annesi ablası abisi ya da babasıyla gelen bir kitle var. Onların en kritik noktaları şu, en zayıf halka bu kitledir ne anlamda çocuğun problemi bize göre yani çocuğun psikolojik bir sorunu varsa bu aslında annenin de bir kişilik bunalımı psikolojik sorunu olduğunun göstergesi ya da karı-koca ilişkisinde de problem var
Helin Avşar: Ne gibi problemler oluyor mesela, çok mu kavga etmeleri çok mu...
Hüseyin Kaçın: Aile kavgaları uyumsuzlukları ...
Helin Avşar: Çocukla ilgilenmiyorlar...
Hüseyin Kaçın: Kadının mağdur olması erkeğin ailesini kadını benimsememesi kadını dışlaması gibi olabilir veya karı-koca arasındaki  uyumsuzluklar duygusal tatminsizlikler vs. orada da işte zayıf halka anne babalarda şimdi çocuğum eşcinsel diye geliniyor  ama bir terapi çocuğu konuştuk sonra anneyi alıyoruz sonra babayı alıyoruz sonra anne baba çocuğu alıyoruz ama sonra evlililik problemlerine iş gitmeye başlayınca  orada aileler genelde terapiyi bırakabiliyorlar ve bu konuya girmiyorlar buradan ne çıkartıyoruz aileler bu sorunla yüzleşme istemiyorlar .güçsüz bir aile yapısı olduğunu gösterir.
Helin Avşar: Yani... daha çok ya da demin de söylediğiniz gibi tacize uğramış çocuklar bu konularda başka...
Hüseyin Kaçın: Bir kitle yani atıyorum dörtte bir dörtte iki taciz tecavüz diğer kısımda aşırı sert baba  otoritesi ilgisiz alkolik bi baba olabilir  annenin aşırı korumacılığı olabilir veya mesela bizim tezimize göre eşinden duygusal beklentisinin karşılığını alamayan kadınlar genelde  veya kocası diyelim ki polis gece mesaiye kalıyor evde yok diyelim anne 3 yaşında çocuğuyla beraber yatıyor bence kız ya da erkek fark etmez hiçbir anne çocuğuyla yatmamalı
Helin Avşar: Evet
Hüseyin Kaçın: haaa, 3 yaşında yatıyor ama bu 7 de de devam ediyor 10 da da devam ediyor 15 yaşına girip annesiyle yatmaya devam edenler var . burada şöyle bir ayrım verebilirim. Ensest konusuna girersek baba-kız olayında ensest açığa çıkabiliyor
Helin Avşar: Tamam.
Hüseyin Kaçın:  Ha burada kız, benim lezbiyenlerden aldığım deneyime  göre toplumda eşcinsellik daha yaygın eşcinselliğe göre lezbiyenlik daha az lezbiyenlerin daha ağır bir travma yaşamaları gerekiyor genelde de ensest bir durum söz konusu baba tacizi çıkabiliyor işin içinden kız çocuğu bize göre orada savunmasız yani babaya (... anlamadım) sonra onu birine...
Helin Avşar: Daha az açığa çıkıyor değil mi çünkü kız tarafından ...
Hüseyin Kaçın: Hayır hayır... kız çocuğu, şimdi baba onu... ensest eğilimi varsa babanın kız çocuğu terapiye geldiğinde savunmasız  kalıyor
Hüseyin Kaçın: Tabii bunu sonra saklıyorsun, annen bilmiyor , kimse bilmiyor sadece baba kız arasında yaşanıyor. Efendim erkek çocuklarının anneyle yatmalarından  anne-oğul ensest vakalarının çıkmaması ya da daha az çıkmasının sebebi erkek çocukları anneyle cinsel birlikteliği kabul edemedikleri için bence. Yani erkek çocuğunun böyle bir fanteziyi içselleştirirse toplumda anne-oğul ilişkileri de çok yaygın olabilir ama erkek çocuğunun çocuk psikoloji açısından anneyle ilişkiyi duygusal bağıntıyla sadece yoğunlaşıyor. Anne-oğul birbirlerini çok seviyorlar veya diyelim ki atıyorum 30 yaşında  adam hala annesinin yanında kalıyor
Helin Avşar: Evet
Hüseyin Kaçın: O duygusal boyutu na erişiyor ama erotikleşmiyor. Ama kız çocuklarında diyelim ki baba karşısında kızlar savunmasız erkek çocukları yani yatmamalı yatsa bile erkek çocuğu bunu erotikleştirmiyor . anlatabiliyor muyum?
Helin Avşar: Anladım. Biraz karışık ( güldü)
Hüseyin Kaçın: Türk toplumunda kapalı bir toplum...
Helin Avşar: Evet ama bunlar biliniyor yani...
Hüseyin Kaçın: bilenler biliyor veya duymak isteyenler duyuyor.
Helin Avşar: eveeet, peki şu ana kadar duyduğunuz en en böyle çarpıcı hikaye neydi size gelen
Hüseyin Kaçın: Baba tacizi
Helin Avşar: Baba tacizi?
Hüseyin Kaçın: Erkeklerde de ağabeyi.
Helin Avşar: Böyle bir hikayeniz var mı yani,sizin de  inanamadığınız olabilir
Hüseyin Kaçın: Baba tacizi
Helin Avşar: İşte anlatırsanız işte babası taciz etmiş ondan sonra ...
Hüseyin Kaçın: Baba alkol alıyor alkol aldığında kız çocuğunu 5 yaşında 6 yaşında işte taciz ediyor. Yani ayrıntıya gerek var mı? (güldü)
Helin Avşar: Yani  var mı? (gülüyor)
Hüseyin Kaçın: Anne evde yokken evde yalnızken bu konuda filmler falan gündeme geldi
Helin Avşar: Bunları çok duyuyoruz yani evet..
Hüseyin Kaçın: Erkek çocuklarının da anne baba değil de abiler söz konusu veya akrabalar dayı
Helin Avşar: Amca?
Hüseyin Kaçın: Amca gibi yani erkek çocuklarının...
Helin Avşar: Peki niye böyle bi şey yapıyor dayı amca onu anlamıyorum ondaki psikolojik bozukluğu anlamaya çalışıyorum  yani...
Hüseyin Kaçın: O da aslında dışlanmış ee ne diyelim yani o da mağdur çocukken mağdur edilmiş ergenlik kişilik bozukluğu ya da bunalımı noktasına geliyor psikolojisi yada ergenlik döneminde işte bu dürtüleri  cinsel ilgileri erkek çocuğuna yöneliyor yani dikkat ederseniz toplumda  bir n.ç davası oluyor kız çocuğuna tecavüz söz konusu olduğunda yani tecavüzün kız erkek çocuğu olmaz burada yanlış anlaşılmasın  ama kız çocuğuna tecavüz edildiğinde bu duyulabiliyor kız çocukları bunu bir şekilde belli edebiliyor  her acıdan yakalanma ihtimali var bir de kız çocuğuna tecavüz edenleri toplumda şte gündem yaratıyor ama dikkat ederseniz erkek çocukları  söz konusu olduğunda  yani bütün medyada da duyulabiliyor ya da bu konunun üzerine gidilmiyor
Helin Avşar: Ben çok acayip bir hikaye okumuştum ee işte babası hem oğluna hem kızına tecavüz ediyor ondan sonra anne de bunu biliyor saklıyor ondan sonra kızından çocuğu oluyor ve o çocuğa tecavüz ediyor.
Hüseyin Kaçın: Evet oldu bunlar.
Helin Avşar: İnanamamıştım yani böyle bir hikaye...
Hüseyin Kaçın: En son Edirne uzunköprüde herhalde kızından çocuğu olmuş.
Helin Avşar: Tabii tabii
Hüseyin Kaçın: Baba 18 yıl almıştı herhalde.
Helin Avşar: Evet böyle hikayeleri duyuyoruz  sizin bu psiko terapide atıyorum bir kişi üzerinde %kaç  başarınız oluyor yani ...
Hüseyin Kaçın: Burada bir terapiyi denemesi gerekiyor kişinin kişinin bu konuda rahatsızlığı yoksa bir iyileşme arayışı yoksa zaten böyle bir şey söz konusu değil terapinin işe yaraması söz konusu değil ama kişi bu eğilimlerinden rahatsızlık duyuyorsa bir iyileşme arayışına giriyor ama bu konuda çok yeterli bilgi olmadığı için orada bir kendi içinde çatışma yaşıyor
Helin Avşar: Peki anneler babalar size neler soruyor  genelde. Size gelen anne babalar ?
Hüseyin Kaçın: Mesela bir tane örnek verebilirim 7 yaşından 10 yaşına kadar çocuğu dikkati dağınık diye psikiyatriste gidiliyor, dikkat ilaçları kullanıyor dikkat eğitimi alıyor ama 10 yaşında çocuk dayısının kendisine diyelim taciz tecavüz ettiğini sonra komşusuyla yoğun olarak cinsel birlikteliği yaşadıklarını söylüyor. Ondan sonra anne babalar ağabeyi bunu kaldıramıyor büyük şok yaşıyorlar bu gerçekle anne babalar genelde çok yüzleşmiyorlar yüzleşmek istemiyorlar en ağlamayan baba birden ağlayabiliyor  en ağlamayan anne ağlıyor ama anne babanın ağladığında terapi bitmiş gibi bir şey oluyor yani anne babanın güçlü olması lazım. Tabii ki bunu kimse kaldıramaz...
Helin Avşar: Ee peki ne öneriyorsunuz anne babaya mesela böyle bir  durumda ?
Hüseyin Kaçın: Öyle bi durum yaşanmış ama bu çocuklar yani taciz tecavüz mağduru bu çocuklar genelde taciz eden kişi  içe kapanık sessiz sakin çocukları seçiyor. Haa içe kapanıklık... kimse doğuştan içine kapanık doğmaz. Bir çocuğun hep yanlışlarını vurgulamak , hata yanlış öyle mi yapılır böyle mi yapılır aptal geri zekalı ... hep yanlış yanlış... öyle yap böyle yap talimat verirseniz çocuk içe kapanık olur utangaç olur  veya erkek toplumunda abla ya da abilerin yarısından fazlası utangaçtır neden? Abla ya da abileri olmak şeydir yarı anne-baba niteliğindedir diyelim.
Helin Avşar: Evet.
Hüseyin Kaçın: Bu utangaç çocuklar o tarzda yetişip. Özellikle bunu seçiyorlar zaten yani gözüne kestiriyor bir takip aşaması var sonra buraya geliyor utangaç olduğu içi hayır deme becerisi yok
Helin Avşar: Peki anne nasıl anlayacak oğlunda böyle eğilim var mı?
Hüseyin Kaçın: Mesela dün bir telefon geldi bir ilden, yenge aradı bizi orada yaygın olarak duymuşlar 7 yaşındaki çocukta mesela  1ay önce tokat yeme yok yoğun olarak tokat yemeye başlayabilir  dalıp dalıp gitmeler olabilir yani psikolojisinde değişiklik olması lazım. Atıyorum öğretmeni bu çocuğa ne oldu diye sorabilir yani öğretmenden ... yani tacizci tecavüzcü değil yani çocukta psikolojik değişimler var mı ona bakacaksınız . çocuk, benim depresyonum var sıkıntım var... ya böyle bir çocuk bunu zaten söyleyemez.
Helin Avşar: Sessizleşiyorlar.
Hüseyin Kaçın: Sessizleşiyorlar, dalıp dalıp gidiyorlar işte tırnak yeme olabilir. Yani davranışlarında değişiklik olacak
Helin Avşar: Peki, şimdi yavaş yavaş hikayelere geçelim . Şimdi biz burada 1,2,3,4,5 kişiyiz (kişileri sayıyor sesli)ama hiç biri kendi ismiyle konuşmayacak.


1.kişi: Bana Emir diyebilirsiniz.
Hüseyin Kaçın: Tamam
Helin Avşar: Sana da başka bir şey diyelim
Hüseyin Kaçın: Senden başlamayalım emir önce Aydın’dan başlayalım en yeni o.
Helin Avşar: Sen ne kadardır terapiye devam ediyorsun?
Aydın:  3-4üncü terapiyi yaptık hocamla 10 gün geçirmiyorum haftalık geliyorum ilk terapiden sonra da yani sonuç olarak hissettim ve devam ettim
Helin Avşar: Peki hikayeni anlatabilir misin bize paylaşabilir misin?
Hüseyin Kaçın: Başla...
Aydın: Küçükken şeydi sakin bir ailede büyüdüm herkes çok seviyordu bizi dokunuyordu ama iyi niyetlilerdi  babam çok sert bi adamdı. Eşrafta saygınlığı olan ama evde de her dediğini yaptıran annem çünkü öyle alıştırmış her dediğini yapıyor annem 70 yaşında hala da her dediğini yapıyor
Hüseyin Kaçın: Suyu vermeyeceksin ama  vermezsen... anlatsana
Helin Avşar: Onu da anlat
Hüseyin Kaçın: Su orada duruyor.
Aydın: Çayı doldurun demez ama dolmadığını görürse  kıyamet kopardık
Hüseyin Kaçın: Nasıl kopartır?
Aydın: Bağırıp çağırır
h.a: Peki ilk bu deneyimi ne zaman yaşadın?
Aydın: Ben  üniversiteyi kazanmıştım. İşte biz Anadolu’da küçük bir şehirde kalıyorduk . okumak  için buraya geliyorduk . sonra üniversiteyi kazandım biraz daha rahatladım. Çizilen taslak vardır saygın bir aile  orada herkes göz önündedir  7000-8000 nüfuslu bir ilçe... yazları oraya gittiğimiz zaman işte herkes tanıyor bizi zaten hiçbir şey yapamıyorsun göz önündesin ...
h.a: İstanbul’a geldikten sonra
Aydın: Evet İstanbul’a geldikten sonra bu duyguları... ilk başlarda olmadı tabii utanıyorsun yani moddan birden çıkamıyorsun hem burada da onu bekliyorsun sonra bir bakıyorsun Yalova kaymakamı İstanbul’da... kimse kimseyi tanımıyor. Zamanla ilk başta korkuyorsun
h.a: nereden böyle bir şeyi anladın nasıl bir his yani?
Aydın: yani küçüklükten vardı, ama bastırıyordum
h.a: vardı, mesela annenin kıyafetlerine mi  özeniyordum atıyorum veya oradan mı...
Aydın: yoo onun bir ilgisi yok ama sadece ilgim vardı niye çünkü babam çok korkutmuştu bizi böyle bir güçlü erkek olduğumu hissedemiyordum annem babamın, babam her dediğini yaptırıyor  annem baban çok güçlü bir adam ...
h.a: Hayır hayır ben okuyacağım
Aydın: gerçekten çok geniş bir çevre var
Helin Avşar: Olur mu canım hayır. Ben dinliyorum seni
Aydın: : Babam çok güçlü bir adam, babaannem babama her dediği yaptırabiliyor. Babaannem kadın olarak her şeyi yaptırabilir. Benimki daha çok kadınsal olmaktan ziyade kadınlara ilgi duymaktan ziyade güçlü olanlara ilgi duyuyorum, kadın erkek fark etmiyor ama bu tabii ki güçlü karakterin erkeklerde daha fazla gösterdiği için onun...
Helin Avşar: Erkekten hoşlanıyorsun
Aydın: rol önemli değil hiç  önemli değil
Helin Avşar: Hiç kız arkadaşın oldu mu?
Aydın:: Oldu oldu ama tabii ki çok heyecanlandırmadığını fark ettim rahatsız oldum. Üniversitede de oluyordu. Hani etkilenebiliyorsun kızlardan ama zamanla... ne zaman daha çok etkileniyorsun işte babamın çevresinde yaşayınca daha çok etkileniyordum belki de etkilendiriyordum kendimi. Ama üniversitede biraz daha rahatladım.
Helin Avşar:Tek mi geliyorsun terapiye, annenle babanla gelmiyorsun?
Aydın: tek
Helin Avşar: Haberleri yok



Aydın: Babama nasıl açıklayayım böyle bi şeyi... ataerkil bir aile... duyarsa çok yıkılır öyle çok şey bir adam değildir duygusaldır  ama...
Hüseyin Kaçın: Öldürür?
Aydın: Yok öldürmez
Helin Avşar: Peki senin adın ne olsun?
Hüseyin Kaçın: Cem olsun
Helin Avşar: Senin hikayeni dinleyelim Cem, pardon şunu soracaktım terapilerin işe yaradığını söyledin
Aydın: Ya aslında ben kadınlara karşı tamamen ilgisiz değilim, güçlü kadınlar hoşlanıyorum böyle heyecanlı güçlü yani ailemin de temkiniyle diyeyim baskısıyla değil de temkiniyle nişanlandırdılar beni. Erkek olarak kendimden bir şüphem yok ama ...
Helin Avşar:Beraber olabildin mi?
Aydın: Nişanlımla olmadı.
Helin Avşar:Hiç bir kadınla olmadı mı?
Aydın: Olmadı, ama güveniyorum kendime.
Helin Avşar:O anlamda bir kaygısı yok
Aydın: O anlamda bir kaygım yok evet, onu yapabilecek gücüm var evet. Ama bu nişan olayı baskı olmadı aslında ama ben de kendimde şey yaptım doğru bir insan aile yaşantısı olarak ailemi de beni  kaldırabilecek biriydi. Ama o insanın ne olduğunu gördüğünü anlamadım.
Helin Avşar:Yani sen öyle görmek istedin, öyle miydi?
Aydın: yok öyle değil. Hocam da terapilerde biliyor çok uğraştım çok uğraştım bu yönümü tamamen sildim hayatımdan çok uğraştım ama o insan çok zor mutlu oluyordu zaten burada bir kişilik bunalımı var orada da seni cezbeden bir kadın olmayınca öteki tarafı daha çok tetikliyor bu sefer
Helin Avşar: Hımm, anladım
Hüseyin Kaçın: Kadın-erkek ilişkisinde problem çıkınca eşcinsel duyular artıyor
Aydın: Artıyor hani eğer tabii ki ben ona karşı asla şey yapmadım çok ilgilendim
Helin Avşar:Ama yine de olmazdı diyorsun
Hüseyin Kaçın:Duygusal  anlamda mı ilgilendin?
Aydın: Duygusal anlamda ilgilendim hiç problem yaratmadım
Hüseyin Kaçın: Çatışmadın.
Aydın: Bir kadın neyde mutlu olacaksa az çok biliyorum
Helin Avşar: Mesela küçükken atıyorum hani  küçükken oldu dedin ya kadına erkeğe nasıl... yanii... nereden hissettin?
Hüseyin Kaçın: Yani ilk nerede ilgini çekti , ilgini çeken ilk erkek kimdi? Hayranlık mıydı? Duygusallık mıydı?
Aydın: yani o küçükken vardı  ben böyle yakınımdaki insanlara o gözle bakmadım. Tanımadığım bir olacak o duyguyu yaşamak için. Tanımadıklarımda yaşadım ben hep
Hüseyin Kaçın: ama tanıdıklarından aşırı ilgi görüyorsun babandan dolayı
Aydın:  babamdan çok aşırı ilgi görüyorum hala mesela çalıştığım kurumda çok kalabalık  eğitmenlik falan yapıyorum onlara karşı hiçbir ilgim yok aklıma geldiği zaman fantezi hemen midem bulanıyor
Hüseyin Kaçın: Tanıdıklarına...
Aydın: nefis işte. Ama şey yok şu kişiden en çok etkilendiğim diyebileceğim kimse yok, tanımadıklarımdan etkileniyorum
Helin Avşar: Bir erkekle birliktelik yaşadın o zaman
Aydın: evet üniversitede yaşadım o zamana kadar hep bastırıyordum
Helin Avşar: Ne hissettin? Yani ben hakikaten erkeklerden hoşlanıyormuşum ...
h.k: ilk ilişkiler...
Aydın: ilk ilişkiler tabii yaşamadığın bir şeyi yaşıyorsun heycanlanıyorsun daha sonra kendinden tiksiniyorsun bunlar yaşadıktan sonra
Hüseyin Kaçın: İlişkiden sonra bir pişmanlık duygusu ortaya çıkıyor.
Helin Avşar: Bazılarında oluyor bazılarında olmuyor.
Aydın: Aşırı derecede oldu bende. Mesela okulu bitirip daha yapmadım ki iki rolde de oldum kadın erkek rolünde de oldum. Erkek rolünde aşırı tiksinti oldu daha sonraları zaten...
Helin Avşar: Hiç annen baban akrabaların bir şey hissetti mi? Sana sordular mı yani hareketlerinde birazcık böyle değişimler olunca?
Aydın: düşünmüş olabilirler . bilmiyorum ki sormadım.
Hüseyin Kaçın: Öyle bi algı yok ki
Aydın: Öyle bir algı yok, sormadım
Helin Avşar:Bilmiyorlar belki de
Aydın: Biliyorlarsa da belki de son zamanlarda...
Helin Avşar: Peki Cem biz senin hikayeni dinleyelim, kendinde nasıl hissettin bu aşamaları ...
Cem: Buraya gelmeden önce Hüseyin hocamla görüştük, sizinle burada görüşeceğimizi söyleyince  bir şeyler yaz hazırlıklı gel dedi ama nereye koydum?
3.kişi: Ben yazmaya fırsat bulamadım.
Helin Avşar: Olsun.
Hüseyin Kaçın:  Yazmak şart değildi, mail de atarsınız.
3.kişi: sonradan yazsak olabilir mi?
Helin Avşar:şimdi anlatsanız daha iyi olur
Cem: Şimdi annem ve babamdan bahsedeyim ben öncelikle. Annem çok korumacıydı, babam da vurdumduymazdı  ben küçükken sürekli bronşit olurdum beni hastaneye götürmezdi ancak bu çocuk ölürse ben hastaneye götürürüm derdi o kadar vurdumduymazdı. Saatlerce bir yerde oturur sigarasını tüttürür soru sorduğumda cevap vermez böyle sessiz sakin bir adamdı benim için yok gibi bir şeydi e ben de doğal olarak ablalarımdan annem ve bir tane de ağabeyim vardı ama pek fazla göremezdim kendi arkadaşlarıyla dolaşırdı. Annem ve ablalarımla büyüdüm. Onun haricinde annem sürekli beni eve kapatırdı, işte dışarıya çıkmasın, düşmesin hassa diye işte üşütmesin diğer çocuklardan ahlakı bozulmasın diye sokak kötü sen evde kal beni böyle biraz...
Helin Avşar: seni kırık büyütmüş istemeden de olsa
Cem: Evet biraz, dışarı çıkma sen serseri olma ...
Helin Avşar: İyi çocuk ol
h.k: Uslu çocuk ol, küfür etme, kavga etme
Helin Avşar: Peki senin ilk deneyimin kimle oldu
cem: benim ilk deneyimim 8 ya da 9 yaşındaydım, köyde kuzenimle oyun oynarken bir ara yapalım dedik.
Hüseyin Kaçın:  Yaşıt mısınız?
Cem: yaşıtız.  Ben nasıl yapıldığını bilmiyorum dedim doğal olarak ve bundan da utandım bilmemek ayıpmış gibi
h.k: parantez açayım bu da çok yaygın, çocukken oyun oynarken yaşıtlarla kendi arasında hadi bunu deneyelim
Helin Avşar: Evet
Hüseyin Kaçın: İşte vs. vs.o da yaygın
Cem: Kuzenim ben sana öğretirim daha önce bir kızla birlikte olmuş
Helin Avşar: 8-9 yaşında?
Cem: neyse işte ilk o zaman oldu, oyun gibi görüyorsun o zaman bir de hoşuma da gitti hani oyundu ondan sonra bir kaç kez daha oldu ama ondan sonra da sık sık görüşemez olduk görüşemez olunca da artık iç bir şey yaşanmamış gibi devam ettikçe göz göze bakamaz olduk.

Helin Avşar: büyüyünce de...
Cem: İşte ergenlik döneminde de bastırıyordum ben, dedim ki dünyada benim gibileri yok bu çocuklukta yaşanır böyle kalır yetişkinler böyle şeyleri akıllarına getirmezler veya söylemezler içlerinde bastırırlar öyle devam eder diye düşündüm. İşte internet falan yok o dönemlerde . İnternet bir sayfa geliyor bana reklam sayfası  şans eseri bir bakıyorum yetişkin adamlar birbirleriyle ilişkiye giriyorlar . aaa dedim o zaman benim gibiler vardır. Yani böyle bir site var. Ondan sonra araştırdım ediyorum. msn’den chatten buluyorum, cep telefonlarını veriyorlar ama kimseyi aramaya cesaretim yok
Helin Avşar: İlişki kurmak için mi arıyordun?
Cem: Yani. Kimseyi aramaya cesaretim yok. Neyse o dönemlerde üniversiteyi kazanıyorum, üniversiteyi de annemden uzak bir yere ...
Hüseyin Kaçın: Özel bir seçim mi annenden uzak kalmak?
Cem: babama kalsa, şimdi ili vermiyim de bizim komşu ili tercih et.
Hüseyin Kaçın: komşu ili büyük bir il ( gülüyor)
Cem: yani büyük bi şehir , haftasonları gidip gelirsin... babam ben üniversiteyi kazanınca niye orayı seçmedin diye tepkiliydi.  Annem de hayırlı olsun dedi. Ben seviniyorum oh ne güzel artık üniversite gençliğiyim ben istediğimi yapabilirim. Tabii o dönemlerde yine chat’e takılıyorum yine birileriyle görüşüyorum ama yine cesaretlenemiyorum. Sadece kafede orada burada yüz yüze görüşüyorum ama korkuyorum cesaret edemiyorum ya hoşuma gitmezse  ya canım acırsa ya pişman olursam
h.k: kendini pasif olarak algılıyorsun
cem: kendimi pasif olarak görüyorum, işte ya hoşuma gitmezse canım acırsa... bu erkekliğe yakışmaz zıt bişey yani içsel bir çatışma yaşıyorsun ama her şeye rağmen de başka bi çareniz yok karşı cinse cinsel ilginiz yok ya geliyor arada bir  geldiği gibi gidiyor
Hüseyin Kaçın: Neden ama kadın karşısında başarılı olamayacağım. Kadını tatmin edemem kadın beni beğenmezse...
cem: öz güven...
Hüseyin Kaçın:  Kız beni reddederse
Cem: Bir beceriksizlik hissi yetersizlik hissi ondan sonra yine cesaretimi topladım dedim ki başka çarem yok kendimi başka türlü mutlu hissedemem bir şekilde ben bu ilişkilere girmeliydim girdim gördüm ki o kadar da ahım şahım bir şey değilmiş.
Helin Avşar: Hemen geri dönüş yaptın. ( gülüyor)
Cem: İşte bu benim aradığım bir şey değil bunalımlara giriyorum kızla erkek yan yana görünce depresyonlara giriyorum benim niye sevgilim yok  ben iye bir erkeğin elini tutup da dolaşamıyorum veya tam tersi benim elimi tutan bir kız niye yok. Böyle bir çatışma içsel... ondan sonra psikologlar arıyorum düzelmek istiyorum normale dönmek istiyorum ailem bunu kabul etmez
Helin Avşar: Hep aile korkusu mu?
Cem: Yani günün birinde olur da ki beni evlendirmeye kalkarlarsa  ben karıma ne diyeceğim.
Hüseyin Kaçın: 30 yaşından sonra aile bastırıyor.
Cem: Arayışa giriyorum onunla görüşüyorum o hocalarla bu hocalarla işte akademisyenlerle görüşüyorum.
Hüseyin Kaçın: Ne okuyorsun?
Cem: Psikoloji okuyorum.
Helin Avşar: aaa...
cem: kendi bölüm hocalarımla konuşuyorum onlar bana absürd şeyler söylüyor  başka hocaların gruplarına yönlendiriyor ...
Hüseyin Kaçın: Absürd şeyler ne?
Cem: Mastürbasyon yap kızları düşün diyorlar
Hüseyin Kaçın: klasik... bu işte deneyimi olmayan birine gittiğinizde kadın erkek porno filmi izle, gay izleme bir de mastürbasyon yaparken  erkeği değil kadını  hayal et.
Helin Avşar: İşe yaradı mı?
Cem: Hiç işe yaramadı,
(herkes gülüyor)
Cem: İlk başta hoşuna gitmeyecek zorlanacaksın güçlük çekeceksin bunu yaparken ama sana ödev veriyorum yapmaya çalış bir müddet sonra alışacaksın sen de dedi. Alışamadım. Düşünce gelse zaten kafaya sorun yok
Helin Avşar: Peki bir şey söyleyeceğim sonradan pişman oldun ve terapiye geliyorsun bunu ne zaman hissettin?
Hüseyin Kaçın: O pasiften aktife geçişi de anlatsın sonra aktifleşme sürecin var, terapilerden sonra aktifleşme sürecin var onu da anlat.

Cem: Şimdi Hüseyin Hocayla bir tanıştık ondan sonra sosyal ortamda meslektaş olduğumuz için sonra sorunumu çözse çözse Hüseyin hoca çözer dedim. Bir şekilde bir gece sohbet ederken derdimi açtım ve o bana bir şey açtı bir farkındalık sağladı. Herkesin duygularını bastırdığını söyledi.
İlkokul hocam çok zalim bir hocaydı
Helin Avşar: Öyle mi?
Hüseyin Kaçın: Bayandı. Evli mi?
Cem: Evli hala da evli. Biz mezun olduğumuzda 40 yaşındaydı ama evli değildi.
Helin Avşar: Evde kalmış...
Cem: erkeklerden nefret ediyor, yeriyor, sövüyordu, utandırıyor.
Hüseyin Kaçın: ne diyordu mesela?
Cem: işte sen nasıl yapamazsın bunu, gerizekalısın... işte arkadaşlarımı sürekli dövüyor...
Helin Avşar: Bence acaba o mu böyle bir eğilime
Hüseyin Kaçın: Evlenmemiş olsaydı size kalırdı, en azından erkeklerden nefret ettiğini...
Cem: Hüseyin hocam bunu keşfetmemi sağladı, en etken faktör buymuş tabii diğerleri de etken ama...
Helin Avşar: Peki bu yöntemde hipnoz terapisi falan yapıyor musun?
Hüseyin Kaçın: Hayır.
Helin Avşar: Sadece konuşma terapisi  değil mi?
Hüseyin Kaçın: Hipnoz olayına şöyle  bir parantez, hipnoz kökeni telkin transfer olarak bir transa giren kişi 3 yaşında götürürsün, 3 yaşında yaşar uyandığında hiç bir şeyi hatırlamaz haa hipnoz diyelim transa soktuğunuz kişiye telkin verirsiniz  dersiniz ki uyandıktan sonra işte git yanağına vur ne bileyim bir daha şunu yapmayacaksın bunu yapmayacaksın diyeceksin. 
Helin Avşar: Öğretmenin olduğu ortaya çıktı.
Cem: Evet. Daha sonra o geceden sonra artık o hislerimin  kaybolduğunu hissettim ... aktif olarak devam ediyorum cinsel ilişkilerimde. Ve buna da şaşırıyorum bütün herkes bana olmaz, değişemezsin... 
Hüseyin Kaçın: Bir de pasif demek kadınsı demek, 
Helin Avşar: Biliyorum ne olduğunu.
Hüseyin Kaçın: Pasif birinin asla iyileşemeyeceği asla aktif olamayacağı yaygın bi kanaattir. 
Helin Avşar: Şimdi kadınlarla birlikte oluyor musun?
Hüseyin Kaçın: Önce aktifi bitirelim...
Cem: Yoo devam ediyorum yine, bu sefer kadın rolü değilde erkek rolü üstlendim 
Helin Avşar: Aktif pasif ne olduğunu biliyoruz biz canım (gülüyor)
Cem: o şekilde de devam ediyor mutluyum yine de ama,erkekliğimi  kazanmışım gücüm yerine gelmiş. Çok sık olmasa da ayda bir görüşüyorduk. Gittikçe gittikçe daha da aradığımın erkeklerde olmadığını fark ettim gerçekte istediğim erkek değil erkek bulmak çok kolay. İşte mücadele etme isteğim var kadın olarak kadın vücudunu istiyorum , erkek vücudu artık ilgimi çekemiyor.erkeğe yüklediğim anlam değişti. Eskiden hayranlık istediğim kişiye...
Helin Avşar: Kim mesela kimleri beğenirsin?
Cem: Vücut olarak yakışıklı işte sempatik bir yüzü olan 
Helin Avşar: Yok mu kişi? Kıvanç Tatlıtuğ, kenan imirzalıoğlu... daha çok ne tipler beğeniliyor yani?
Cem: Herkesin tarzı farklı..
Helin Avşar: Tarkan? (gülüyor) kim?
Hüseyin Kaçın: Kimse bir şey söylemek istemiyor ( gülüyorlar)
Helin Avşar: En popüler böyle beğenilen?
3.kişi:Zaten o popüler eğilimi olan insanlar 
Helin Avşar: Mesela hiç tanımıyorsunuz ama tip olarak bu hani...
Hüseyin Kaçın: Karşıdaki eşcinsel olmayabilir , senin ilgini çekebilir.
Helin Avşar:Tip olarak yani?
3.kişi: Aslında hepimizin beğendiği  farklı insanlar olabilir 
Helin Avşar: Yani duyuyorsunuz sağdan soldan en çok...
3.kişi: İsim mi verelim?


27 Mart 2011 Pazar akşamı TV5 Ana Haber Bültenindeki söyleşide 
"eşcinsellik hakkında"
gündemdeki eşcinsel parti adaylarının varlığını konu alarak konuşma yaptı.

http://www.youtube.com/watch?v=u1iMl9dDm-o&feature=related  tıklayınız


http://www.youtube.com/watch?v=tYzUWd-BFag&feature=related tıklayınız


26/12/2011 tarihli Radikal Gazetesinde sitemiz ve eşcinsel terapiler hakkında
yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayınız

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1073587&Yazar=PINAR_OGUNC&Date=26.12.2011&CategoryID=97#

Eşcinsel  kimliğin oluşumu,kişinin kendisi ile ilgili olarak ödipal dönemde yaptığı bir tanımdır.Bu tanıma göre çocuk gelecekte dürtülerini kendi cinsi ile yaşamaya karar vermiştir.Dürtüleri kendi cinsine yöneldiği için onlara aşık olmakta ve cinsel sevgi kendi cinsiyetinden kişiler ile yaşanmaktadır.Biseksüellik ise, zevk alabiliyorsa,cinsiyet ayırmadan cinsellik yaşamaya çalışan bir tutumdur.Karakterin daha bebeksi oluştuğunu,kişinin cinsel nesneleri meme gibi bir haz nesnesi olarak algıladığını,kimliğin gevşek bir biçimde bölgede yoğun olarak kaldığını gösterir.

Erkek eşcinselliği ödipal çatışmanın çözüm yollarından birisidir.Erkek çocuk annesinin oluşturduğu çekimden dürtüleri babasına veya sorun babanın eksikliğinden kaynaklanıyorsa,kendi cinsine yönelterek kurtulmayı seçer. Ödipal ortamda çocuk için annesinin çekimini baş edilemez yapan sebepler şunlar olabilir:

Anne çocuğa fazla düşkündür ve onun dış dünyaya yönelmenin engelleme eğilimleri yüksektir.Çocuk dürtülerini anneden çekemeyeceğini hissettikçe babasından korkusu artar ve son çare olarak dürtülerini erkeklere yönlendirir.Dürtüsel sevgi nesnesi olarak kendi cinsini seçmeye karar verir.Böylece dürtülerini annesinden çekebilmiş olur.

Anne aile sisteminde çok güçlüdür,sistemi o yönetmektedir.Çocuk omnipotansı anneden çekip babaya aktarmamaktandır .Babaya şefkat duyguları fazladır,baba ile arzulanan yakınlık ancak dürtüsel yatırım ile mümkün olmaktadır.Annenin omnipotan olması,çocuğun onu ilahlaştırmasına ve aralarında kategorik bir fark oluşturmasına  yol açmaktadır.Bu durumda çocuğun dürtülerini annesinden tutması onun kendisine tahakküm etmesini kabullenmesine de yol açacaktır;o zaman çocuk “mazoşist”bir çözüme yöneltecektir,sapkın bir yapı geliştirecektir.Diğer bir çözüm ise eşcinsel bir seçim yapmak ve şefkatle sevilen babayı dürtü nesnesi yapmaktır.Böylece çocuk sapkın olmaktansa eşcinsel ve sevebilen olmayı becermiş olur. Eşcinsel kişilik yapılanması itibarı ile bir sevgi ilişkisini,mazoşist ise bir tahakküm ilişkisini işaret eder. Eşcinsellik daha gelişkin bir kişilik örgütlenmesidir.Baba ortamda yoktur.Babanın fizik olarak ortamda bulunmaması,çocuğun annesini ve kendisini tanımlayabilmesi zorlaştırır.Anne ile baba ayrılmış olabilirler ve çocuk babayı görmüyor olabilir,baba çok fazla seyahatlere gidiyor olabilir.”Çocuk annesinin en yakını mıdır (eşi midir ) çocuğu mudur?”anne bu tanımı kendisi net olarak yapamıyorsa,bu tanımı doğru yapabilmek için çocuğun babaya ihtiyacı fazla olur.Çocuk,kendisinin “annesinin kocası mı yoksa onun oğlu mu ?”olduğu sorusuna,dürtülerini uzaktaki babaya veya erkek cinsine yönlendirerek cevap bulmaya kayar.Annenin kendi cinsini seven oğlu olur.Böylece annenin çekiminden kurtulabilmek için çocuk eşcinsel olmaya karar verir.

Baba çok korkulan bir imgedir.Babanın öfkesinden duyulan korku,çocuğun annesine yönelebilecek dürtülerini bir an önce babasına yönlendirerek tehlikeden kurtulma arayışına sokar.Dürtülerin babaya kaymış olması garantili bir çözüm oluşturur.Böylece çocuk babası  ile rakip olacağına,onu sevgili olmaya karar vermiş olur ve onun dürtüsel sevgi nesnesi olarak onun gücünden de yararlanmış olur.Ayrıca çoğu zaman babadan çok korkulan bir ortamda,anne çok ezilmiş yenilmiş ve arka plana çekilmiş olabilir.Annenin yaşadığı ortamda çok değersizleştirilmiş olması çocuk annenin çekiciliğinin azalmasına da yol açabilir.

Bu durumdan birisi veya bir kaçı bir arada bulunduğunda,erkek çocuk pipisinin kesilmesi veya aile dışına  atılmak,sapkın olmak yerine sevgi nesnesini değiştirerek durumuna çözüm bulmuş olur.Bu çözüm karşı cins yerine kendi cinsini cinsel sevgi nesnesi yapmak olur.Elbette üç-beş yaş arası bir çocuk eşcinsel olmanın gelecekte onun hayatını nasıl etkileyebileceğini bilemez.Buna anne babasının nasıl bir tepki verebileceğini düşünemez.Ona göre dürtülerini annesi yerine babasına kaydırıyordur,babası da sevilmeyecek birisi değildir.Annenin sevilecek memeleri varsa,babanın da meme yerine geçecek pipisi vardır.Gerçekten eşcinsel erkeklerde penise duyulan büyük ilgi dikkat çekicidir.Neredeyse,”anne memesi”ile “babanın penisi”arasında bir seçim yapılmış ve erkek çocuk “babanın penisi”ni tercih etmiştir.

Kız çocukların eşcinsel seçimi erkeklerinki kadar sık değildir.Kadın eşcinselliğine daha seyrek rastlanır.Kadın eşcinselliğinde babanın kız çocuk için yeterince çekim oluşturamadığına ve kız çocuğunun dürtülerinin babaya yönelemediğini,annede kaldığını görürüz.Aslında çocuk annenin sisteminde kalmıştır.Bunun sebebi babanın fiziksel veya psikoloji yokluğu olabileceği gibi,annenin çocukla fazla bütünleşmesi de olabilir.Kız çocuğu kendisinin pipisiz olduğunu keşfettiğinde,babası ile veya pipisi olanlara tamamlanma ihtiyacı yüksektir.Genellikle erkekleri yücelten,kendi cinsini ve kendini beğenmeyen,eksik bulan bir eğilimi vardır.Annenin aile ortamına katkıları ve babanın silikliği  bu eğilimleri dengelediğinde, kadın eşcinselliği için zemin oluşur.Kız çocuğun annesini ile dokuz ay içerisinde,bütünleşme dönemini bitirmeden veya omnipotansını annesine aktardığı sırada kaybetmesi de gelecekte kadınların sevgi ve dürtü nesnesi yapma arzusu oluşturulabilir.Bu durumda deneyimlenmiş ve öğrenilmiş tek ilişki bütünleşme ilişkisidir ve o da kendi cinsi ile yaşanmıştır.Birbirine  benziyor olmak bütünleşmeyi kolaylaştırır.

  


27 Ekim 2012 Cumartesi

ÖĞRETMENLER AİLELER NE BİLİR NE YAŞAR ? ALLAH KİMİ GÖRÜR KİMİ SEVER?


YENİ HAYATIM İÇİN TERAPİYE TEŞEKKÜRLER                              

Daha dün kendimi büyümeye çalışan bir çocuk gibi hissederken kendimi iş hayatında buldum. Benim fikirlerimin alındığı, kendimden yaşça büyük insanların bana siz daha iyi bilirsiniz cümleleri kurduğu bir ortamın içinde kendimi buluverdim. Birçok yerde olduğu gibi başta her şey gözüme iyi göründü. Herkes sevecen, hayırlı olsun, aman hoş geldinizlerle karşıladılar beni. Zaman geçtikçe patolojiler ortaya çıkmaya başladı. Yani oyun kısa sürdü.
 Yeni gelen ve genç bir rehber öğretmen olarak sevilmeyi beklemiyordum açıkçası. Hüseyin hocanın güzel bir örneği vardı; kocam beni anlamıyor diyen kadınlar vardır hep, e sen bir önce kendini anla demişti. Ben de önce kendimi sevmem, kendime güvenmem gerektiğini düşündüm. Yerimi biliyorum ama onlar da bu yere makama saygı duymak zorundalar dedim ve ona göre bir ilişki kurdum. Sabahları çay içmeden ve dedikodu yapmadan güne başlayamayan öğretmenlerden olmamak adına kantine çıkmıyorum onlarla. Kendime ait bir odam var (rehber öğretmenlerin en kıskanılan varlıkları), işim olursa elbette çıkıyorum öğretmenler odasına veya başka bir yere.  Öğretmenler acaba bu hayattan en az öğrenenlerden midir diye düşünmeye başladım. Kendileri ile ilgilenmeyi bırakmış, herkes başkasının g… deki açığı arıyor. Ve bu konuda çok acımasızlar, anında yüzünüze geliyor o ayıp. Halbuki ayıbı örtmede gece gibi ol emri insanlığa verilmiş. Yeni ile başlayan birçok şeyden haz etmiyorlar. Kısacası başlarına iş çıkarmayacaksın. Bir yandan da bir eğitim öğretim kurumunda olduklarını, işlerinin çocuklarla olduklarını tamamen unutmuş durumdalar tabii ki. Benzemez kimse sana yarışmasındaki taklitler onları daha çok ilgilendiriyor. Ya da sınav sonuçları. Çocukların yarısından çoğunda hiperaktif, dikkatlerini toplayamıyorlar, beyinlerini ve vücutlarını uyuşturacak ilaç kullananlar da var arada. Ama son moda tanımlama hiperaktif. Aileler hayatlarından bıkmış, karşıma gelince bunu görebiliyorum. Gözlerinde parıltı yok, çocuk için iyi şeyler söyleniyorsa ne ala, değilse her şeyi de yaptık neden böyle bu çocuk tavrındalar.
 Bütün bunların içinde ben ne yapıyorum, 2 yıla yaklaşan terapi yolculuğumun her anını kullanıyorum. Gözümün önünden akıp gidiyor çoğu zaman yaşadıklarım, anlattıklarım. Hikayeler çok benziyor çünkü. Bunu danışanların çoğu da zaman zaman yazdılar. Herkesin mi sorunu aynı diye soruyor insan bir an kendine. Evet 21. yüzyıl metropol çocuğunun annesi babası çalışıyor, hafta sonları alışveriş merkezlerindeler. Çocuklar içe kapanık, domatesin süpermarkette yetiştiğini sanıyorlar, el öpmeyi bilmiyorlar, susam sokağını bilmiyorlar. Anne babalar para kazanmakla görevlendirilmiş oyuncular. Çocuklarının asi olmasını istemiyorlar, en güzel çocuk uslu çocuk, mümkünse soru da sormasın. Evet, her çocukla başka bir dünyaya açılıyorum. Gözlerinin içine bakıyorum onların ve o kadar dikkatli bakıyorum ki, belki de kimsenin bakmadığı kadar. Tabi onlar bilgisayar oynayarak bir tek yönlü iletişim sistemine alışık olduğu için benim gözüme bakamıyorlar. Aileler belki çalışılması en zor, ama tahlile açık insanlar. Hüseyin hoca sağ olsun iyi öğretiyor bana bu işi. Anlıyorum potansiyellerini. Sert bir babayı ayırt ettim kısa bir sürede, birkaç soru sorunca da buz gibi çözdüm. Üniversite sağ olsun, diplomamı almamı sağladı. Ama ben esasında her şeyi yaşayarak, her yere burnumu sokarak öğrendim. Psikolog aykırı olandır, sorunu fark edendir, koku alandır dedi hep Hüseyin hoca. Şimdi daha iyi anlıyorum, narsistik yanımı okşayayım biraz, benim gibi bakan tek benim çalıştığım yerde. Tabii ki iyi fikirleri olanlar da var. Ben artık başka bir yerden bakıyorum ama olaya. Bunu kelimelere dökmem zor, ama şu hep söylediğim bir cümle vardı, hiç böyle düşünmemiştim. Eh artık düşünmenin vakti geldi.
 Bambaşka bir yere gitmeye başladı hikayem. Bir zamanlar terapiye gitmeye üşenirdim. Küsünce oynamazdım. Şimdi oyunu bırakma gibi bir lüksüm yok. Ve tek başımayım, yalnızım. Tedbirim; inancım, her şeyi istediğim Allah. Başka hiçbir şey değil. Korkularım var belki ama ben zaten onlarlayım, kaçış yok bu durumda. O zaman en güzeli savaşıp üzerlerine yürümek.

gokkusakgok@mynet.com

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=1011.0

DİYET TERAPİ: KENDİMİ AFFETTİM : OYUN BİTTİ : GERÇEK BENLİĞİM


" terapiye gelmeden önceki ruh halim de bedensel yapim da çok kötüydü, sürekli yiyodum ,sisiyodum, ruhum daraliyodu, kendimi sahtekar gibi goruyordum "

YARATTIGIM 3 KISILIĞI YOK EDIP OZUME DONMEK TEK OLMAK "BIR" LENMEK "GERCEK BEN" OLABILMEK "KENDIMI AFFETMEK"; BENI HAFIFLETTI‏

Merhaba huseyin bey,

yine sizinle bir terapi ile neler yasattiniz neler degistirdiniz, hani Derler ya anlatilmaz yasamak lazim ,yüregi olan varsa ,hayatindan sikayeti kaldirmak isteyen varsa, ZAYIFLAMAK isteyen varsa gelsin mucizeler yarattsin sizinle 2 satlik konusmayla, atsin o adimi yada sonsuza kadar böyle yasamayi kabullensinler.

beni okuyan ve takip edenler bilir belki, anne - ogul karalama defteri  alamyadan seruveni devam eden kisiyim ben. iyiki bir imkan buldumda size gecen ay  almanyadan gelebildim huseyin bey.Inanin bana etkisi en cok uzun suren terapi buydu ;kimse beni yada bizi 3(üclu kisiligimi) bu kadar köseye sikistirmamisti,bana bu kadar gercekleri yüzüme vurmamisti, hani dost aci söyler derler ya, alt üst ettiniz beni nasilda yine sökup aldiniz beni sisiren hasta eden duygumu , kendimi sahtekar hissetigimi söylemeden bile size

Siz gelmeden önceki ruh halim de bedensel yapim cok kötüydü, surekli yiyodum ,sisiyodum, ruhum daraliyodu,kendimi sahtekar gibi goruyodum biliyorsunuz benim ismim nufusta gecen P.............nl ama bense almanyada kendime Kübra dedittiriyordum birde peri kizi var di biliyorsunuz.Gercek ismimi kimseye söylemedim Nil yok tu sanki.Halbuki annemin bana sevgiyle koydugu isimdi ya bu , babamin 2 kizi degilmiydi nil,Allahin kulu olarak da p..... degilmiydim ben.

33yasina kadar herseye p.... olarak yasamamismiydim.Günahimla sevabimla,dogrumla yanlisimla kaderimi yasayacak kisi kul p.... degilmiydi.Kabeyede cagirilan bunca hatadan gunahtan sonra o degilmiydi,tövbeye cagirilan,konya ya cagirilan ilk size geldigimde p.... diye gelmedim mi.Sirf hatalar yapti diye annem babam p... den sikayaet ediyo diye , gunahkar diye onu cezalandirmak yetmedigi gibi birde yok edip .ustune örtmek ve kübrayi yaratmak ,ondan önce periyi yaratmak ,periyi de örtmek ,gercek beni özümü p...... yi örtmek ,nereye kadar beni idare edebildiki.


P.... degil mi allahin yarattig kul,bu kaderi bana yasatan o degil mi,onu da tekrar hidayete cagiran p...di öyleyse p... olmazsa kübra yalan yalanci sahte, yok ki perikizi yok ki, yok nasil  yasayabilir ki bu dunyada  ne kadar samimi olabilirim mi , kendime , Allaha ,esime ,ogluma etrafimdaki insanlara.

Öyle daralmistim ki sismistim artik,huzursuzdum icimde bir sey kavuruyo du beni taaki, sizinle yine konusana denk .HALA KULAKLARIMDA KÜBRADA KIM;HIDAYET P........ KEN GELMEDIMI;BEN IS KADINIYKEN;KOSTURUP KADERIMI YASARKEN BANA ALLAH GEL DEMEMISMIYDI :GUNAHLARIN VE HATALARIN ICINDEN CEKIP AK PAK ETMEMISMIYDI dediniz.Ben kim oluyorumda baska kisiliklikler yaratarak kapatmaya calisiyorum gecmisi.

Allah beni insallah affetmis de ben mi kendimi affedemeyeyim dedim, ve Kübrayi da peri kizinida yok ettim. VAR EDEN P.......... n DEGILMIYDI isalami olan kubarayi ve cilgin olan peri kzinida ben yaratmamismiydim kisilik olarak . P....... nin onlara ihtiyaci yok ki . zaten hepsi bende gizli kopya ya sahteye ne gerek var orjinali ben dururken .

O gunden sonra huseyin bey isalami olan kübra yok olunca . kendimi evliya olma yoluna almanya ya gelmistim ya, bu yuzden allaha hizmet edicem diye
ise bile girmedim calismadim, ben ordan oraya kosusturdum, tanriciligi oynamaya calistim hasa, gunahkar ne kadar insan varsa ben pesine dustum 1 tanesi haric, sandim ki hepsi benim gibi doner tam 1,5 yil kosturdum  tövbeye cagirdim . sohbetten sohbete kostum, allahi anlatim sandim ki rabbim beni gorevlendirdi, ben kurdum cemati topladim insanlari,ben talep ettim tum avrupaya sohbert vermeyi bana verilmedikiiiiiiiiiiiiiiiiiii BEN TALEPPPPPPPPPPPP ETTIMMMMMMMM

Tasavufta ne vardi Huseyin Beyyyyyyyyyyy TALEP ETMEK YOKKKKKKKKK ben bunu nasil atladimmmmmmm, herseyin yanlis oldugunu anladim. p.... n    ken. eskiden allahdan hic bahsetmezdi icinde yasardiiiiiii askiniiiiiiiiii bak onu allah kabeye bile cagirdi o begenmedigim gunahkar gordugum beni.......


onu begenmedim de ne oldu Kübrayi yarattim da özume ihanet ettim de , begenmedim de ne oldu ben Allah ,ailem,insanlar kubrayi seviyo diye, sevsin diye
hep ondan bahsettim Allah dedim,resullah dedim sav.

Beni nakout ettiginiz 2 inci CÜMLENIZZZZZZZZZZZZ P........n DEDINIZ kolaysa sen sen ol v
e Allah deme resullah deme icinde yasa onlari zaten herkes seviyo onlar üzerinden pirim yapmak kolay zaten sevileni anlatarak kendini sevdirmek kolay dediniz.

Dogru ben onlardan bahsettikce sohbetten sohbete aslinda kostukca fetva verdikce ben sahtelestim, ibadetlerim azaldi gözyasim kayboldu ask telim sustu.
Nefs ego sardi her yanimi Kübra evliya olma yolunda kendisine verilmeden zorla kendi gorev alanlari secerek kendince allaha dost olmaya calisirken herseyi batirmisti. OYSAKI P........n SESIZ SEDASIZ VE ICTEN SAMIMI DEGIL MIYDI:

Evet huseyin bey artik kubra yok öldu Istanbul fatihte mevlevi dergahinda ve peri kizini gömmdum cenaze namazinda 3 kisi canli 50kisi ölu olarak katildi.

El fatiha. Almanya  ya donmeden önce avrupa sohbet temsilciliginden istifa etmek istedigimi söyledim.

Almanya ya geldikten sonra kimseyle konusmuyorum artik , fetva vermiyorum allah ve resullah tan sorulmadikca bahsetmiyorum.

Önce BEN kul olmaya calisiyorum , ne kadarda dogru söylediniz Huseyin bey PSIKOLOJISI BOZUK BIR INSANIN IMANI KUVVETLI OLMAZ ONU DÜZELTMEK DININ GOREVI DEGIL BIZIMDIR

Anliyacaginiz tekrar P.....n olduguma gore Allaha teslim olarak onun bana yasatacagi seyleri bekliyorum artik eskiden oldugu gibi....
Birseyi pilanlamadan , talep etmeden , hidayet verdiyse o beni kurtardiysa, vefami sukrumu, borcumu ona evliyalik yolunda olma halleriyle kosusturmam gerekmez ben ugrastimda ne oldu kimi kurtarabildim,kim degisti,kime yardim edebildim Allah istemedikce ve Allah beni gorevlendirmedikce kabuguma cekildim

icime halvetime dondum , sesiz sedasiz bir kul olabilme yolunda son nefesime kadar yasamak istiyorum. Teblig konferansi vermekten,tum dunya ya onu anlatmaktan vazgectim,O bana bunu vermedikce bunu yapabilmek icin artik yollar aramiyacagim,1.5 yildir hicbirsey yapamadim ki zaten tek almana vesile olamadim. Hicligimi ,acizligimi, gördum.

Onun benden istedigi sey belli KULLUK, ogluma annelikki oglum benden memnun degil, esime eslik ki esim onu sevmedigimi bile dusunuyo gecen söyledi, kulugumsa daha namaz borcum cok, oruc borcum cok, kurani tam okuyamiyom ilmim yokkkkkkkkkkkk HEYYYYYYYYYYYY GIDI NEFSIMMMMMMMMMMMM

sen beni asil hedeften alikoyup pesinden surukluyosun. Daha asil görevlerimi yapmadan esim benden razi degil, oglum la bas edemiyorum benkime ne anlatiyom kiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii.


AHHHHHHHHHHHHHHHHHHHH BE HUSEYINNNNNNNNNNN BEYYYYYYYYYYYYYYYYYYYYYYYYY Beni tekrar uyandirdiginiz icin cok SAGOLUNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNN diyorum ya siz benim doktorum, dostum yeri geliyo Allahin sesi tokadi , mursidimin sillesi babamin koruyucu eli Hz semsin ta konyadan uzanan Eli Semazenin Mevlananin donenen teyyaresiiiiiiiii.

Önce eksikliklerimi tamamlayacagim insallah, Kul olabilmek, Es olabilmek, Anne olabilmek, evlat olabilmek, ISE GIRICEM ESIM DE ISTIYO ZATEN YUK ONA AGIR GELIYO, tipki p...... ESKIDEN OLDUGU GIBI IS KADINI OLUCAM belki fabrika iscisi ama olsun takdir ve nasip neyse o .

Biliyomusunuz özume donup de tek kisilige inice, kafa kasimam gercekten ilk defa bitti,zayiflamaya basladim yine huseyin bey ,daha sakinim ve panik degilim.

Iste böyle yine bir TERAPI YINE BI KESIFFFFFFFFFFFFFFFFFF YINE BIR DEGISIMMMMMMMMMM
DEGISIMLERIN NIHAI SON BULMASI DILEGIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII ILEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE

SON NEFESIME KADAR DA OLASA PSIKOLOJIMIN DUZELEMESI ICIN UGRASACAGIMMMMMMM CUNKU BUNA DEGIYOOOOOOOO HATTA HAYATIN TA KENDISI PSKOLOJIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII

SEVGIYLEEEEEEEEEEEE


P............................................................n


11 Şubat 2012


UCMAYI BIRKMAK;KANATLARINI CIKARMAKKKKKKKKKKK‏

Merhaba huseyin Bey,

Perikizinin kanatlariydi beni ucuran eskiden dunya islerimi halletmek erkeklerden intikam almak ve onlardan manevi beslenmek icin kullandigim kisiligim di,
Kübra gelince hidayet verince allah p......n orta da yokken per kizi bu seferde  kübrayi ucurdu ordan oraya. Bu seferde evliya olucam hep ondan bahseder onun icin kosturursam dostu olucak diye kandirdi beni aslinda nefsim en azgin halim islami boyutta görünsede firavunlasiyodum az daha ,herkesi kurtaracak,herkese hidayet dagatacaktim ,ben kosturunca herkes musluman olacaktiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii.................BELKIDE BU TESEKKURUMDU ONA AMA HADDIMI ASTIGIMI GÖREMEDIM.


Iyiki uyandim Yarrabbbbbb tövbe yarrab hersey senin elinde, sustum artik Hüseyin beyyyyy Samimi olmak, sabit olmak,gercekci olmak,kalici olmak,gizli, sirlarla dolu sadece BEN VE O hata ben de yok sadece O olmak birlenmek en zoru.Kul olmak en zoruymus birak ümmet olmayi, murid olmayi sofi olmayi vekil olmayiiiiiiiiiiii.Tevazu , Sukut, Sabir,Sesizlik, sadece onunla dertlesmek , yazmak bilinmeden , esmaul husnalarla onu taniyarak yasayabilmek........

Konusamiyorum artik haya ediyorum cunku ben kimim kiiiiiiii ne haddime insanlara nasihat etmek talep olmadan anlatmak ,o isterse bana yollar, onun rizasini hangi amelle kazanacaksam onu nasip et YARRAP ben talep etmiyorum artik hasa birdaha seni yönlendirmeye calismiyacagim affet Allahim ne dunya ne de Ahiret isimde .sunu yapim bunu yapim demicemmmmmmmmm tövbe bosa kosturmusum bu arada esimi ve oglum ihmal etmisim gunahim cok

Ben kendimi feda ettiysem almanya ya hicret ederek gelmis olsamda, sen bana ne gösterdin Yarrab ben izin vermedikce sen neyini feda etsende ,kendini yirtsanda, hizmet diye ,teblig diye hayir dedigin mudetce bir sey olmaz,KANATLARIMIDA KIRDIM attim YARRAB

Sesiz sedasiz sade bir Kul olayim ,olabileyim,bu hangi yoldan geciyorsa ondan gecir beni, ailemse ailemle vssssss neyle se onla.

Ama tek dilegim son duam son istegim su kitabimi yazmayi nasib eyle,kimseler beni bilmeden duymadannnn.

Simdi ben ben olduguma göre artik hayatimi düzene sokmayi basarmam lazim,HERSEYDEN VAZGECTIM mevcut görevim neyse onu sukurle yapacagim sabirla,,,,,,,
Üstümdeki KABUKLARIMI TEK TEK SOYDURAN RABBIME SUKUR OLSUN SIZI BANA VESILE EDEN RABBIMEDE HAMD OLSUN

DUA EDIN

SEVGIYLE ALLAHA EMANET


11 Şubat 2012


Siz benim için sihirli bi değnek gibisiniz ama gercek bi dokunuyosunuz hersey düzeliyooooo ama bunların hepsini ben yapıyorummm.YANLIZ EN SON BANA ne yaptınız bilmiyorum ama kendimi müthişşşşşşş bir dişi olarak hissediyorum birakın  kadın olmayııııııııııııııııııııı kıpır kıpır cok heyecanlıyım yasayacaklarım ve hayatdaki keşiflerim beni cok heyecanlandırıyo gercek hayatı yaşamak gercek ten erkekleri tanımak ve anne olmak kadın olmak hele benim gibi bi dişi olak belkide her kadının isteyip de asla sahib olmayacağı şeylerrrrrr ben harika bi kadın ve dişiyim bunu ilk kez gördüm ve ben gerceğim demek ki ondan hep erkekler peşimdeydi de bende anlamıyodum ama bu kez kendimi tanıdığım için
zarar görmicem yani bi işyerini terk etmek zorunda kalmıyacağım veya kıvranmıcam napıcam şimdi diye onun teklifi karsısında cesaret bile edemiyecekler benceeeeeeeeeee.Ama gercek bi erkekle tanışmayı da cok isterim ne zaman olur bu bilemem aslında tanıştım ama neyse bu mümkün olmıyacak birisi   neyse . BEN Bİ KADINNNNNNNNNNNNNNNNNIMMMMMMMMMMM VE DISIYIMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM BU HARİKAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA YAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA ama sanırım daha keşfedilecek cok şey var ama tek başına değil bundan sonrası sanırım ma zamanı geldiğinde doğru kişiyle eşim olacak kişiyle sanki hersey ilk kez yasıyorummm neyse terapinin asıl konusunuyani cumartesi günü konuşulanları size heyecanımı yendiklten sonra yazıcammmmmm şimdilik hoşcakalaınnnnnnnnn .

Ama beni tetikleyen sanırım yine sizdiniz o bakışınızzzzzzzz  işe yaradıııı mersiii size ben parayla bu bana yasatıklarınızın bedelini zaten ödeyemem ama  hayatımı bulmama yadım ettiğiniz için çok sağolunnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn


03 Kasım 2008

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=86.0 tıklayınız


KENDINI TANIMAK -ANLAMAK-ANCAK DURUNCA OLUR MUS‏

Merhaba Huseyin Bey,

hatirliyorumda bana hep p.....n hanim durmaniz gerekiyo kosusturmayin ,ucmayin artik diyordunuz. Ama ben bunu bir turlu yapamiyordum.
Surekli kosusturdugum icinde asla ne yaptigimi,nereye gittigimi, ve Aslinda neler kacirdigimida , ve asil yapmam gerekenleride göremiyodum ;
göremiyomusum be Hüseyin bey tipki bana söylediginiz gibi . Bu frene basabilme olayimi en son terapiyle basardik , basardim nerden  mi biliyor ve anliyorum.

1 ay dir telefonlara cikmiyorum kimseyle canim konusmak istemiyo,kimseyi kurtarmaya calismiyorum, evdeyim kendimi dinliyorum, dusunuyorum , kendimi tanimaya calisiyorum ic alemime,ILK DEFAAAAAAA bakabiliyorum,ic sesimi RUHUMU dinliyorum.Ilk defa kosusturmadan huzurluyum.

Hayatimdaki tüm sikayetler bitti,birden hersey icimdeki ve beynimdeki hersey SUSTUUUUUUUUUUUUUUUUUU P.......n geri döndu ,teklendi.
Kimseye derdimi anlatmak istemiyorum ama garip olan derdim kalmadi ki;

Hersey oldugu gibi hayatimda guzel hayat beni ben hayati benimsedim,butunlesdim üzerime oturan BIR ELBISEEEEEEEEE GIBI HAYAT BANA

Ben oturmus etrafimda olup bitenlere bakar olmusum.Kosusturmadigim icin,isteklerim kalmamis,isteklerim kalmayinca sikayet de kalk mis.

Simdi kendimi anlamaya basladigim icin,sustugum icin artik Oglumuda anliyabiliyor ve onunla konusabiliyorum ilk defaaaaaaaa dün konusabildim,bagirmadan cagirmadan onun canini yakan seyleri dinledim yorum yapmadan, tipki sizin beni dinlediginiz gibi özur diledim oglumdan yaptigim yanlislar yüzünden

imamatip e vermem onu ve almanyada onu kölne degilde bu kucuk kasabaya getirip turk okuluna verememem mis sucum. Söz vermistium tutamadim dogru
o hakli .Ben onunla konusunca ilk defa dediki o zaman anne ben almanca ögrenicem dedi,dusunun nedeni buymus ve benimle inatlasmiyo artik.
Ama bende ilk defa onun Allahi olmaya calismayip,onu sekillendirmeye calismiyorum,bir baktim bana oglum dediki evet anne bende bana karismamani istedigim icin herseyin tersini yaptim yada yapmadim dedi.
Düsündümde huseyin bey oglum ne kadar hakli, ayni zamanda benim annem benle konusmadi diye bende onunla konusamamazlik yapamazdim artik,anneminyaptigida sadece bagirmak ve dövmekdi.Ben bunu yapmiyorum artik Olgun bir Kadin ve Anne ve es olarak saglikli psikoloji ile basardim sagolun
huseyin bey
Saygilarimla

13 Şubat 2012

HIC BIR SEY KALMADI KOCAMAN BOSLUK TALEP YOK VERILENE KANAT ETMEK VAR‏

konuscak bi sey kalmadi,yapacak bi sey kalmadi,amac yok,hedef yok,birden hersey  durdu duruldu be huseyin beyyyyyy,
kendi halime baktigimda boyun egdigimi ve kendimi hayatin akisina yeni biraktigimi fark ettimmmmmmmmmmmmm,
 
ne kadar zormus gercekden teslim olmak,talep etmemek onu dahiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii kosulsuz sartsizzzzzzzz teslimim ONAAAAAAAAAA YARADANA ALLAHA
cematleri de terk ediyorum,sohbetleride kimseye allah demiyorum sadece pskolojik tavsiyede bulunup pskolog tavsiye ediyorum.
 
Ölmeden asil görevimi tamamlayip ölmek istiyorum ailemi,oglumu esimi benden razi ederek ölmek istiyorummmmm biliyorum ki ve anladim ki aslinda yaradani razi etmek asil buymus ,önümde sorun dururken onlar mutsuzken, ben tüm dunya yi dolasip Allahi anlatsam ne olurrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr bosuna olur esim ikisini bir arda suan yürütemezsin dedi bana sen dedi 2 kisiliklisin gecen haftalarda ve sen beni seviyomusun gercekten diye sordugunda bittigim andi ben esimi benden razi edemedikten sonra geri kalan herseyin ne önemi var.
 
Ben yaradaki iltehabi görmeyip ustune pansuman ederek sarip sonra da o iyimis gibi gorup baskalarin yarasina melhem olmaya calisti o yuzden de belki allah bana kimseye melhem olamiyacagimi gosterdi.
Ben hastayken baskasini nasil iyi edebilirkim o yüden herkese pskolojilerini düzeltmelerini tavsiye ederim yoksa kalan hersey bosssssss kocaman bi bos hemde hem dunyalari hem ahiretleri
 
 
Vay be huseyin bey tüm dünyaya  onu anlatma isitegim hayalim varken  hicretim nedenim oyken allah ken  biranda  hersey durduuuuuuuu nasillll oldu buuuuuu O isterseeeeeeeeeeölgeyi 
P.......ne  bunu verirse ben aramadan anacak o zamannnnn onun icin hizmet edebilirim allaha .Ölüme hazirlanir gibi kaza namazlarimi yetistirmeye calisiyorum,ilim ögrenmeye calisiyorum yani önce ben kendimi tamamlamaya calisicammmm,ben tam olmadan baskasina ne verebilirim ki,kusura bakmayin size yogun bir sekilde mail atiyorum ama bu durumu kabullenmek  ayimi aldi ve suanda da dile getirerek iyice tescilliyorum bu nedenle cok yazmak zorunda kaldim kusura bakmayin.
 
ha bu arada rahim kanseri teshisim kesinlesti ve 6 aydir da gecmemis ameliyata girecegim pazartesi kanserli bölgeyi alacaklar , allah bilir sicrar mi sicramaz mi vucuduma ölüme hazirim diyemem ölümüde cokca  konusur ve hatirlardim amia hic bu kadar ölümü gercekce hissetmemistim.Tamam ölmedim ama kim bilir neyse sizinle bir yere yani sonuca varicagmiza sonuna kadar inaniyorum
 
dilegim allahtan sizin saglikli cocuklarinizin olmasi ki topluma saglikli insanlarda katilsin ki bu zincir halkalari sagliksiz olanlar bitsin
 
Saygilarimla
 
P::::::::::: ö:::::::::::

13 Şubat 2012