Narsist kadının ilişkiyle ilişkisi
Narsist kadın için sevgilisine ne kadar yakın, ne kadar uzak
olacağına karar vermek iki arzulanmayan, korkulan durum arasında seçim yapmak
demektir. Yakın olmayı seçtiğinde silineceğinden, yok olacağından endişe eder,
uzak olmayı seçtiğindeyse yalnızlık ve depresyondan korkar. Bu ilişki kalıbı
hayatı boyunca peşini bırakmaz. Ya yakınlaştığı erkeği terk etmenin yolunu
bulacak ve bu kalıbı bir sonraki erkekte de tekrar edecek ya da aynı erkekle
durmaksızın yakınlaşıp uzaklaştığı, çatışmalarla ve kavgalarla dolu bir
ilişkiyi kaçıp kurtulma arzusunun eşlik ettiği panik, kaygı, özlem gibi
duygularla yaşayıp duracaktır. Ne karar alırsa alsın mutsuz olur.
* * *
* * *
Bu dış dünyaya gösteri gibidir aslında. İlişkinin
başlangıcındaki yakınlık duygusu o kadar hoşuna gider ki, bağımsızlık maskesini
sıyırıverir kısa sürede. Artık erkeği yalnız kendisi için istemektedir,
paylaşmaya katlanamaz. Sevgiliden kendisinin ne kadar mükemmel bir kadın
olduğunu, kendisini ne kadar çok sevdiğini duymak ister durmadan. Kişiliğinin
sürekli onaylanmasına ihtiyacı vardır.
Bir süre sonra rüya biter, ama narsist kadın rüyasından
vazgeçmek yerine ilişkisinden vazgeçer. Bütün bu korkulara, kaygılara dayanamaz
ve sevgiliden uzaklaşır, hatta ayrılır. Bir sonraki erkekte aradıklarını
bulabilme umuduyla. Bu ayrılık nedeniyle çok acı da çekse, kendini rahatlamış
da hisseder. Tekrar yalnız olabilecek, kendi arzularının peşinden koşabilecek
ve durmadan uyum sağlamaya çalışmak zorunda kalmayacaktır. Bağımsızlık duygusu
günlük hayatla ve ilişkide yaşadığı kaybolup gitme duygusuyla başa
çıkabilmesine de olanak verir. Ayrılık, iletişimin tamamen sona ermesi demektir
onun için. Erkek arzularını, ihtiyaçlarını doyurmak için yeterli değildir.
Onunla hiçbir işi yoktur artık. Oysa eski sevgiliye içsel olarak bağlı kalmaya
devam eder, ilişkilerinin ilk zamanlarındaki o simbiyotik ve dolayısıyla
mükemmel anlarına özlem duyar. Bu eski sevgiliyi idealleştirme çabası, arkada
bıraktığı ilişkiye veda etmesinin, yeni bir yaşantıya sağlıklı bir geçiş
gerçekleştirmesinin önündeki en önemli engeldir.
* * *
Narsist kadın bu simbiyotik arzuların çocuksuluğunun
farkındadır. Bununla başa çıkmaya çalışır, ama başaramaz. Bu arzular her
ilişkide ortaya çıkar, ama doyurulmazlar da, çünkü ifade edilmez, aksine
bastırılmaya çalışılır. Hasbelkader sevgili bu arzulara olumlu yanıt vermeye
kalksa, bu sefer de bu aşırı yakınlık boğucu ve can sıkıcı gelmeye başlar
narsist kadına. Çok seven ve her şeye rağmen ilişkiyi devam ettiren sevgili
dayanılmazdır. Bunun arkasında yatan narsist kadının yakınlık ve mahremiyeten
duyduğu korkudur. Depresyon kapıdadır.
Özlediği güveni ve emniyeti kendisine sunacak doğru erkeği
ve aynı zamanda kaçmasına olanak verecek arka kapıların olduğu bir ilişkiyi
bulacağı umudunu çaresizce canlı tutar. Birçok narsist kadının kendisinden
yaşça büyük ve evli erkeklerle ilişkiye girmesi ve buna yıllarca katlanması da,
kaçmak için arka kapıların olduğu ilişkilerin, yalnızca onların gençlikleri
üzerinden kendi değersizlik şemalarıyla başa çıkmaya çalışan o erkeklerle
mümkün olmasındandır.
SORU & CEVAP
Soru: İlişkimizin bittiğini gördüğüm halde bittiğini kendime
itiraf etmek içimde dehşet duygusunun uyanmasına neden oluyor. İlişkimi kendime
zarar vermeden bitirebilmek için ne yapmalıyım?
Cevap: Güvenli bir bağlanma yaşamak, sevilmek, onaylanmak en
temel ruhsal gereksinimlerimizdendir. Bunu da ilk olarak, doğduktan hemen sonra
annemizle yaşantılarız. Hayatımız boyunca aynı huzur veren duygunun peşinde
koşar, bu duyguyu bize tekrar yaşatacak erkeği/kadını ararız. Anne dışında aynı
güven duygusunu koşulsuz bir şekilde bize sunacak kimse olmadığından da
durmadan hayal kırıklığına uğrarız. Ama bu hayal kırıklığını kendimize itiraf
edebilmek imkansıza yakındır. Çünkü uyandırdığı dehşet küçük bir çocuğun
annesini kaybetmesi gibidir. İlişkinin bittiğini kabul etmek yerine bu dehşet
duygusuna katlanmayı secer birçoğumuz. Bu da en insan yanımızdır bir yandan.
Ama yeni bir sayfa açabilmek, yeni bir aşkın kapımızı çalabilmesi, kaçınmaktan
vazgeçip başımızı kaldırmamızla mümkündür ancak.
Narsistin Bağlanma Korkusu
Aşk ilişkilerinde reddedilmek herkes için mutsuzluk
kaynağıdır, ama bir narsist için yıkıcı bir karakter taşır. Düşük kendilik
değeri nedeniyle büyük bir hayal kırıklığı anlamına gelir. Bir narsist yeteri
kadar onay ve övgü aldığı müddetçe, her şey yolundadır. Ama ilişkisinde, işinde
bir şeyler yolunda gitmeye görsün, narsistin ayakları altındaki toprak
kayıverir.
Ortalama olmak narsist için dayanılmazdır. Ne kendisi, ne de
sevgilisi ortalama, normal bir insan olamaz. Ağır narsist, ilişkiye girmekten
kaçınır, çünkü hiç kimse onun beklentilerini karşılamaya muktedir değildir. Ya
da çok kısa bir süre sonra, önce idealize ettiği sevgilisi onu hayal
kırıklığına uğrattığı için ilişkisine son verir. Narsistin kendini algılaması
iki aşırı uç arasında gidip geldiği için sevgili de aynı kaderin kurbanı olur.
Bir an onun hayatına girmiş en müthiş insan olduğunu düşünür, kısa bir süre sonra
da nasıl böyle bir insanla birlikte olabildiğiyle ilgili lanetler savurur
kendine. Bütün gücüyle kendi idealine göre şekillendirmeye çalışır sevgiliyi.
Çünkü sevgilinin zayıf ya da eksik yönleri onun başkalarının gözündeki algısını
da zedeler. Kendi ekisiklikleriyle nasıl savaşıyorsa, sevgilisininkilerle de
aynı hırsla mücadele eder.
* * *
Sevgili, narsist kendiliğin bir uzantısıdır. Yani sevgili
narsistin parlaklığını artırmalı, onun değerini tehlikeye atacak hiçbir şey
yapmamalıdır. Bu nedenle de narsist için iki tür eş seçimi gündeme gelir:
Sevgili çekici ve prezentabl olmalıdır. Üstelik yalnızca dış görünüş olarak
değil, eğitim ve mesleki kariyer olarak da. Ya da sevgili o kadar silik ve
sönük olmalıdır ki, narsist onun yanında bulvar gazetelerindeki yıldızlar gibi
parlasın.
Narsistik eğilimler her zaman bu kadar güçlü olmayabilir.
İçinde bulunduğumuz narsist çağda az ya da çok hepimiz yüksek beklentiler
içinde olabiliyoruz. Üstelik kim yanında prezentabl ve başarılı biri olursa
kendini iyi hissetmez? Kim kariyer basamaklarını hızla tırmanmaktan dolayı
kendiyle gurur duymaz? Kim kendini zaman zaman yetersiz hissetmez? Her birimiz
son tahlilde kendimizin ve sevgilimizin imajıyla bir ölçüye kadar ilgiliyiz.
Sorun narsistin zamanını sürekli olarak, gerçekte nasıl olduğu ve nasıl olmak
istediğiyle değil de, dışarıdan nasıl göründüğü ve algılandığıyla geçiriyor
olmasıdır.
Narsist için ‘özgür ve bağımlı olmadan’ yaşamak bu nedenle
önemli bir alternatif olarak gündeme gelir. Sevgilisi özel değilse, en iyisi yalnız
olmaktır. Çok uygun sevgili adayları bile ‘tolere edilemeyecek eksiklik ve
zayıflıkları’ nedeniyle elenirler. Sevgili adayının ya yeterli üniversite
eğitimi yoktur ya da kariyerinde yeteri kadar yükselmemiştir. Ya yeteri kadar
parası yoktur ya da zevk ve beğenileri narsistin beklentilerine uymamaktadır.
Başkalarının onun hakkındaki eleştirel görüşleri bile ondan uzaklaşmasına,
soğumasına yeter.
Bu nedenlerden dolayı narsist, ilişkilerinde arka kapıyı hep
aralık tutar. Eninde sonunda kimse mükemmel değildir çünkü. Ve her zaman başka
bir yerde mükemmeli bulma olasılığı vardır. Özellikle sevgili kendini ilişkiye
verdikten ve bağlandıktan sonra, narsist kendine sevgilide neyin hoşuna
gitmediğini, neyin yanlış olduğunu sormaya başlar. Ama sevgili biraz kararsızsa,
bu kez narsist, tutkulu bir avcı gibi onun peşinden koşar. Elde etmeli ve
kendini kanıtlamalıdır. Elde ettikten sonra, avını gerçekten isteyip
istemediğini sorar kendine. Av elde edilene kadar heyecan vericidir, elde
edildikten sonra can sıkıntısı kaynağı.
* * *
Şunu da unutmamak gerekir ki, narsistler çoğunlukla hem
meslek hem de özel hayatlarında oldukça başarılıdırlar. ‘Loser’ değildirler ama
eleştiriye çok duyarlıdırlar. Hoşsohbet, etkileyici ve sevimlidirler.
Çevrelerinde en çok aranan, hoşlanılan kişilerdir. Günümüzde narsistik
özellikler çok yaygınlaşmış olduğundan, ilişki ve sevgililerden artan
beklentiler normal karşılandığından dolayı, narsist için ilişkilerde yaşadığı
sorunları kendisiyle ilişkilendirmesi oldukça zordur. Bu nedenle de ömür boyu
ilişkilerde acı çekip dururlar.
SORU & CEVAP
Soru: Benimle mutlu olduğunu söylediği halde durmaksızın
söylenen ve benden şikayet eden bir sevgilim var. Ne olduğunu anlamıyorum.
Cevap: Çaresizliğini çok iyi anlıyorum. Şikayet etme ve
söylenme, yetersizlik ve değersizlik şemalarıyla başa çıkabilmek için
narsistlerin çok sık başvurdukları stratejilerdir. Günlük hayattaki sıradan
yaşantılar nedeniyle bile aktive olan bu olumsuz duygulardan kurtulabilmenin en
kolay yolu, şikayet ederek sorumluluğu bir başkasına atmak ve söylenerek bir
kurban rolü oynamaktır. Bu yolla karşılarındakinin kendilerinden
uzaklaşmalarını sağlayarak bilinçdışı bir şekilde yetersizlik ve degersizlik
duygularını aktive eden kişiyi yani sevgiliyi de kendilerinden uzaklaştırmış ve
kısa bir süre de olsa kendilik değerlerini korumuş olurlar. Ama kendilerini
mutlu da edebilecek bir kişiyi kaybederek bir kısırdöngü içine girmiş olurlar.
Ne yazık ki narsistik sorunlar, uzun süren bir psikoterapiyle bile üstesinden
kolay gelinemeyecek kadar ağırdır. Bu durumda sizin kendinizi korumaya
çalışmanızdan başka bir çareniz yok.
Kadın Narsisizmi: Onaylanma Açlığı
Narsisist kadın kendinden emin, güvenli bir maskenin
arkasında kırılgan, kendine güvenmeyen, değersizlik hislerinden muzdarip bir
kişilik taşır. Bu durumla mükemmel ve çekici olmaya çalışarak, işinde iyi
performans göstererek başa çıkmaya çalışır. Oysa eleştiri, reddedilme ve basit
kırgınlıklar güvenini hızla alıp götürür ve kendisini sevilmiyor hissetmesine
neden olur. Buna paralel olarak da ilişkilerde zorluklar yaşayıp farklı
korkular arasında savrulup durur. Ya terk edilmekten korkar ya da kişiliğini
yitirip yok olup gitmekten.
Narsisizm terimi temel güven duygusunda bir eksikliği
tanımlar ve kişinin sevgi dolu, doyurucu ilişkiler geliştirebilmesinin önündeki
en önemli engellerden biridir. Günlük hayatta hepimizin yaşadığı narsistik
yaralanmalar hayatın bir parçasıdır. Bu narsisistik yaralanmalar kişinin
kendine verdiği değerde kısa süreli bir sarsıntı yaratabilir. Bu durumu
psikoterapi gerektiren narsistik kişilik yapısından ayıran, sarsıntının şiddeti
ve süresidir. Sağlam bir kendilik değerine sahip kişi eleştiri ve reddedilmeye
öfke ve/ya da kederle tepki gösterebilir, ama varoluşsal bir sorgulamaya girip
kendine olan sevgisini yitirmez. Narsisistik kişiyse kendine olan güvenini çok
çabuk yitirip hayatının anlamını, yaşamayı hak edip hak etmediğini sorgulayacak
kadar ileri gider.
* * *
En güzel olma isteğiyle, başka birinin daha çekici olma
olasılığı arasındaki çelişki kadının en önemli narsisistik çatışmasıdır. Çünkü
bir başkasının daha güzel olduğu düşüncesi narsisist kadının kendini kötü,
çirkin, değersiz hissetmesine yol açar. Narsist kadının kendilik değeri
kırılgandır; bir yandan çok çekici ve mükemmel olduğuna inanırken, hızla aksi
kutba savrulup kendini çok değersiz, çirkin ve bir hiç gibi hissedebilir.
Mükemmellik ve güzellik fantezileri kadını değersizlik duygusundan koruyan bir
kalkandır.
* * *
Kadın narsisizmi kendini sürekli bir hayranlık talebiyle
gösterir. Bu hayranlığın kendi kişiliğine değil, daha çok güzelliğine,
performasına, zekasına ve diğer becerilerine gösterilmesini ister. Hayranlık
gösterileri azaldığında kendilik değeri zedeleniverir. Bu nedenle hep çok güzel
görünmek zorunda hisseder kendini. Daima fit, genç ve mükemmel olmak kendilik
değerinin yegane koruyucusudur.
Hayranlık, takdir ya da övgü şeklindeki narsisistik doyum
yaşanmadığı zaman depresyon baş gösterir. Buna hastalıklar, yaşlanma çocukların
evden ayrılması gibi yaşamsal değişimler, eş ya da sevgiliden ayrılma, mesleki
başarısızlık, eleştiri ya da reddedilme gibi durumlar neden olabilir.
* * *
Narsisizm daha çok erkekle özdeşleştirilen ruhsal bir
süreçtir. Narsist erkek ilişkilerde bağımsızlığını kaybetmekten korkuya kapılıp
bunun için savaşırken, narsisist kadın aşırı uyum sağlamaya çalışarak, alttan
alarak onaylanma ihtiyacını doyurmaya çalışır.
Kadın narsisizmi gösteren sayısız erkek olduğu gibi, erkeksi
bir narsistik yapıya sahip pek çok da kadın vardır. Özellikle iş dünyasında,
kariyer basamaklarını hızla tırmanan kadınlar arasında. Bir de bu iki tipin
karışımı narsistik yapı gösteren insanlar vardır.
* * *
SORU & CEVAP
Soru: Gençlerle çalışan bir dermatoloğum. Son yıllarda o kadar
çok genç, olmayan sivilcelerini tedavi ettirmek için başvuruyor ki
inananamazsınız. Hepsini ruhsal hastalığı var diye etiketlememiz de olası
değil. Gayet normal ve başarılı gençler çünkü. Bu gençleri nasıl anlamalıyım
sizce?
Ta ki biri onlara başka türlü bir ilişki biçiminin de var olduğunu gösterene kadar...
YanıtlaSilBununla ne demekistediniz. Narsist bir kız arkadaşım var olayları anlamaya calışıyorum. Yardım edebilir miyim diye ilk baş evlenmeyi çok istiyordum ama onun narsist kişilik bozukluğu olduğunu öğrenince vazgeçtim. Şu an sadece nasıl yardım edebilirim onu araştırıyorum.
Asla yardım edemezsin. Kaç canını kurtar
Sil